24
Yorum
56
Beğeni
5,0
Puan
1185
Okunma
Bu şiirin hikayesi yaş ile orantılı...
Hiç görmedim…
Bir düş için merdiven yapan ustayı.
Kendi uyluk kemiğinden flüt yapan müzisyeni
Hiç görmedim ki ben
Avuçlarından gül besleyen bahçıvan
Hayat dünya kadar yuvarlak
Kendimize varıyoruz hepsi bu
Kaç ayet sonra gelecek
Okumaya varmanın sonu.
Kör bir
Tanrı
Her ölüye
Gülümsüyor
gömülmüş
sessizliğe
Kahverengi olsun bu kez
Bir hayal
Başka kapıdan giremezsin evine
Kural değil, gereklilik bu
Bir aşka misafir olmak gibi
Üçüncü tekil şahış
Tüm seviler…
Kendi kapını açar gibi
Gel…
Kural değil
Sadelik bu…
En tuzlusudur gözden akmayan
Yaşların
En uzunudur içinde olduğun
An!
Can acısını en iyi cam kırığı ile anlatıyorlar
Oysa mide ağrısı
Dayanılmazdır
Birde uyku arası
Balkonda sigara içmek
Tek başına…
Kanamak nedir bilmeden yazar şair
Üzülmek olsun diye
Okur diğeri…
Dostum;
sen hiç evladını kaybettin mi?
Yapılabilecek şeyleri bile
Yapmazlar
Sevmekten bahsedenler
Öylece yan yana oturmak gibi
Bir sessizliği bölüşmezken
Konuşmaya usanırlar
Oysa aşk;
‘’En çok sevdiğim salatayı bile aramaz mı olacaktım ?’’
diyen şairin dizesi kadar
basittir.
Uçsuz bir zamana yayılmışız
Kadar sakin ve rahat yiyoruz
Önümüzdeki silüetlerini
Hayellarin
Düşün ki,
Bir böceğin ömrü de senin kadar
Kendi türünde…
Sabırsız bir ölüm
Korkutmuyor
Özletiyor
Bu korkunç bir ivme
Bunca olan biten şurada
Dursun ,
Zaten duracak
Aklımızın koca koca griliklerinde
Şimdi bir suya karışıyorum
Çoğalmaktan çok
Arınıyorum…
Kendi cesedimi sürükleyerek
Yol alıyorum
Yaşar gibi…
O taş
Zaten benim.
Şimdi mumları üflerken ben
Unutmayı diliyorum
Bazılarından çoğunu…
Duygular yetseydi tarife
Yazılan bu şey
Zaten
Şiir olurdu…
Deniz...
5.0
100% (39)