Karanlığın ,
güneşe inat,
gözlerinde simsiyah.
Bu sunak sana
Erebos diyelim adına
Lütfen beni tenimden
Kutsasana


Rüyada düş gördüren muamma
Ölmek lazım şimdi bu karanlığa
Gözlerinde
Kalmak var
Ve çoğalmak
Senin karanlığından
Benim ıssız kuytularıma

Saçlarımdan başla almaya
Yudum yudum.
Yağmur sonrasına
Ellerin var ya

Dokunmanın kendi
dili varmış
demeye bu hazzı
dili varamamış.

Üfle de sönsün şu güneş
Başka şeylerden de konuşmayalım
Ağzındaki bade
Sele karışsın.

Kalkıp peşim sıra geliyor kokun
Bir kuşun ağzıyım ben
Uçuşuyorum…

Karanlıktan dünyana giden bir yolculuk bu
Ellerin var
Ve bu koltuk
Emekli bir bulutun hatırası
Ne güzel manzara
Sana karşı.

Tüm ülkeleri getirseler
Kravatın değil
Boynun kere etmiyor
Bir de üstüne dudaklarını koymuşlar
Güzel yüzünün
Paha biçilmez bir keşifsin sen

Seni giyinmek isterdim ben
Bu sabah
Sana gelmek yerine

Ayıp ama!
Koskoca tanrı
Bir camın ardından
‘’Sırası gelen takip etsin lütfen .Numara panoda yazıyor’’
Der mi?

Yazıyor ya baksana
İşte benim numarammış altmışdokuz
‘’buyurun bayım evrakım,ne çok konuştunuz’’


Deniz...