1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1094
Okunma
Sen yokken kendi mihnetinde ağır aksak dönen dünya, varlığında kainatı güldüren güneşe döndü
Su taş’a, taş toprağa, toprak filize, filiz aşka döndü
Döndü pervaneler aşkın ateşinde, semazenler döndü yerde, melekler döndü gökte, burçlar döndü, felek döndü, ay döndü..
Yüzün gelince hülyama, ismin deveran eyledi damarlarımda ve cismin görünür oldu göz kapaklarımda
Saçına aşık yıldızlar doğarken semada, başıboş gezinen bulutlar toplandı başucunda
Zamanı az kalmış ay z/aman diledi Rabbinden, şavkı ile aşkı yeniden vurdu kalbinden
Zannetme sana aşık bu adam tek beden, tek bedende yedi can, yedi yürek, yedi aşk sen atmakta hep birden
Desturuna hacet gerektirmez, ne aşkın ne de adın
Yokluğumda varlığını bulmaktır senin adın
Hüznün ocağında tahiyata otururken, neşenin gıyabında duadır senin adın
Feleğin çemberinde hüsrana sabırdır
Hicranıyla yandırışına hayran bırakırken, vuslatıyla çağlayan ummandır senin adın
Yağmurdur rahmet kapılarını aralayan, yapraktır sonbahara karşı duran, tohumdur toprakta çatırdayan
Vahdetin içinde kesreti ararken, kesrette mucizeyi buldurandır senin adın
Tüm suretlerin hülyası yitip giderken, silüetinde vakfeye durmaktır
Ölüme yaklaşırken beden, sevdaya can vermektir senin adın
Yokluğunda ;
bir yudum su
bir damla gözyaşı
bir sessiz çığlık
bir gülüş, bir öpüş ve sessizce bir ölüş misalidir senin adın
Aşkın kıyametinde, bülbülün feryadında, gülizarın hasadında son/gül ü bulmaktır senin adın..
Orhan sun
5.0
100% (2)