1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1314
Okunma

Şimşek, gök gürültüsü arkasından yağmur, Rahmet
Ey Yaratan biraz Merhamet…
Sokaklardan hışım gibi akıyor sular, kaçıyor insanlar...
Bir adam seksek oynuyor karşı kaldırıma geçmek için
belli ki işi var... çok mu çok acele...
Bir çocuk göletini yaparken suyun akanağında, duldasında evinin
gülüyor… merhametsiz dört duvar arasında yaşayan ölülere
Hey haat!!! sokaklar, caddeler, beter mi beter...
Duvarlar arasında yaşayanlar, onlardan beter...
Hiç yalnız olmadım ben, sokaklarda kaldığım kadar
Ki; o sokaklara söyleyecek sözüm var benim
İnsanlara da…
Vel hasılı duvarlara da…
Hey sizler!!! bilemezsiniz ki dağlar nasıl susar…
Ovaların sessizliği nasıl başlar geceleyin…
İnsan nasıl susar...
Susarak konuşurum ben…
Yüzünü öperim başımı okşayan yaprakların
Yeşilini severim… Dalları saklar beni koynunda
Gündüzün sıcağında…
Gölgesini severim beni saran ağaçların
Az ötem de bülbüller öter, tarla kuşları neşem olur şen şakrak
Bereketim, ekmeğim…
Arım konar yanağıma intiharını düşünmeden
Geçirir iğnesini, acısı beter mi beter
Görmekteyim…
Dün; dalını kırdığım çiçekler açmaktadır yeniden...
Kırdım, kırıldım, fakat hiç darılmadım, hiç küsmedim
Şimdi geceler bana teslim, düşüncelerim geceye
Bölmedim, bölünmedim, parçasıyım bu toprağın
Sert olsa da toprak, farkındayım varlığımın, varım…
Toprak sert olsa da döşeğimdir benim
Yeşili örtümdür, çiçeği sevincimdir
Karanlığı o kadar güzel ki;
Yıldızları ışığım, Ay’ı güneşimdir
Yanan ateşimin dumanı tüter
Şimdilik yaşıyorum, bu toprağın üstünde
Düşünür ellialtı yaşım; boşa gittiğini
Şimdi çadırının içinde hayatı, tülden seyreder
Ekrem SAYGI
17.06.2018
5.0
100% (1)