0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
954
Okunma
ben bir okyanusun ortasında
milyonlarca kum tanesinin arasında kalmış
tutsak bir kum tanesiyim
ve bu hayatı
kendimi hiç tanımadan yaşamak isterdim
veya bir serçenin kırılan kanadına sığınarak
veya hayalleri düşleri umudu olan bir çocuğun ellerini tutarak
oysa bir kaplumbağa hızında ilerliyordum
ne hayatın hızına yetişebilirdim artık
nede hayatı kendimle yavaşlatabilirdim
bazen bir palyaçonun gülen yüzünde
bazende bir şiirin mısralarında buluyordum kendimi
kendim ben’sem
ben palyaço kadar gülüyordum
ben kimse isem
kendim kadar yoktum bu hayatta
sanki çok sessiz bir kentte yaşıyordum
yağmurun bile sesi kısılmış gibiydi
rüzgarın güneşin bulutların
ağaçların çiçeklerin böceklerin
adı çocuk olan kimsenin sesi yoktu
adı şiir olan kimseninde
ve özgürlük olan kimseninde adı yoktu
bazı geceler kendi kendime iyi geceler diliyordum
bazı geceler uykusuz kalıyordum
kabuslar görüp
kendi kendimin uykusunu kaçırıyordum
sonra hayatı çocuk olarak yaşamaya devam ederken
çocukluğumu aramaktan sınıfta kalıyordum
oysa ne tebeşir kokuları yutmuştum
adam olurum diye
ne dayaklar yemiştim annemin okkalı ellerinden
yine adam olurum diye
ne çok tek ayak üstünde beklemiştim
ne çamurlarda oynamıştım
ne tozlu topraklı yollardan geçmiştim
ama nasırlı ellerimle çocukluk yıllarımda tanıştım
yüreğimdeki yara kadar sıcak acısı hala
unutmak mümkün olsaydı o günleri
kendi çocukluğuma ihanet etmiş olurdum
ben çocukluğumda yaşarken güzel günleri
tek kullanımlık yaşamışım hayatı
o günleri bulmak
bu günleri unutmak kadar zor
sonra kendi kendimi
birçok kez öldürdüm hayatımda
ama bir kez
hiç yaşamadığımı düşündüğüm gün
milyon kez öldüm
ibrahim dalkılıç
01.06.2018
01.25 izmir
5.0
100% (2)