11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2165
Okunma

Bebek…
Şefkatle beslenir rahmin sıcaklığında
En pervasız çığlığını inletir doğumda
Dünyanın en tatlı meyvesidir yuvada
Tebessümleri başkadır…
Güvendedir anne kucağında.
Çocuk…
Konuşur korkmadan, bilmeden suçu, c/ezayı
Ebelenmekten kaçarak oynar saklambacı
Tek acısı annenin azarlaması
Bir daha bulamaz o günkü kaygısızlığı
Geride kalır kırmızı arabası…
Bez bebeğin sarı saçı.
Gençlik…
Nisan yağmurları gibi bir nefes
Aynaya düşer çizgiler
Âleme sağır bir acı çöker.
Asla dönmemek üzere gider.
Coşkulu umutlar bir anda duraksar
İç içe sandıklara hapsedilir aşklar.
Keşkeler eşkıyalaşır daldıkça geçmişe
Nasıl da geçti, k/ayışlar iç çekişte.
Olgunluk…
Mor damarlar ağlar el üstünde
Gönül gezinir, inanır hissettiği yaşı yaşadığına
Bir de heyecandan tansiyonu fırlamasa
Çocuklaşır sevimli ihtiyar
Başlar ah / bizim zamanımızla başlayan yakarışlar
Hislerin varlık yokluk kargaşası yoğunlaşır
İnsan cevher toprakta nasıl son bulur
Ebediyet arzusunun koynunda uyur
Penguen misali
Göğsünde sevgimin rengi
Sırtında ki karalık yılların hezimeti
Koca kayalıklar ki nasıl…
Yağmuru içine sindirir.
Yıllar!
Hayatımızdan çaldıklarını sanma ki…
Geri verir.
Hasretin bekçiliğinde kimler vardı son durağa
Bebek, çocuk, genç, ihtiyar…
Yatıyor koyun koyuna
Ölüler senfonisinin mezarlığında.
Zühal Z…
23.05.08