1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1356
Okunma
O giderken, özürü hoş değişmeler icat eder,
Eldivenin tekini bırakır, pencereyi kötü kapatır;
Ya da “Bir şey söylemeyi unutur…”
Bu her zaman çocuksu ve her zaman eşsizdir.
Son okşaması kollarını çok ağırlaştırmıştı,
Pembe kanın tutuştuğu dudağını öperdim.
Endamının hatlarında dolaşırdı mutluluğum;
Kadife gözlerinin gecesinde kendimi kaybetmiştim .
O ipek bir ürperti içinde yarın gelecek;
Bununla beraber bilmiyorum ve sevincimden
Titriyorum: Vedalar beni hep endişelendirdiği için.
Öfkesi benim için hiç sert olmadığı zamanki,
Unutmamam gerekir ağzının nefesini
Ve gözlerinin mavi ve tatlı ışığını.
Albert Mérat (1840-1909)
Çev. Sunar Yazıcıoğlu
5.0
100% (6)