Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Şaban Aktaş (Homerotik)
Şaban Aktaş (Homerotik)

HAYÂLLERİM PİÇ OLDU!

Yorum

HAYÂLLERİM PİÇ OLDU!

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1677

Okunma

HAYÂLLERİM PİÇ OLDU!

HAYÂLLERİM PİÇ OLDU!



Mikhail Nesterov’un “Philosophers” eseri →
Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” eseri
Posted on Ekim 17, 2014 | 1 Yorum

kaplumbağa terbiyecisi

Geçtiğimiz günlerde “Silah Taciri” adlı eseriyle söz etme şansı bulduğum Osman Hamdi Bey‘in bir başka işinden bahsedeceğim; “Kaplumbağa Terbiyecisi“. Namı çığ gibi büyüyen bu eser, Osman Hamdi‘nin senelerce Osmanlı halkını yönelttiği sanat yolu, açmış olduğu sanat okulu Sanayi-i Nefise (Mimar Sinan GSÜ), bugün dünyanın en büyük arkeoloji müzeleri arasında yer alan İstanbul Arkeoloji Müzeleri gibi kıymetli değerleri, ressamın kendisiyle beraber bir kenara itip tek başına tahta oturtuldu. Halbuki “Kaplumbağa Terbiyecisi“, salt anlam itibariyle öyle değerlidir ki bilinmiş olsaydı özeleştiri yapabilen sosyetik sanatseverler, ona sahip olma hulyasından vazgeçerlerdi.

osman hamdi

1842 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Osman Hamdi Bey, hukuk ve resim öğrenimi gördüğü Paris’te 10 yıldan fazla kaldı. Memleketine döndüğünde Bağdat İl Yabancı İşler Müdürlüğü’ne atandı. Babası İbrahim Ethem Paşa‘ya sık sık mektuplaşan ressam, Ethem Paşa‘nın bir baskısını bulup gönderdiği meşhur Fransız dergisi Tour du Monde‘de gördüğü “Charmeur de tortues” adlı Japon gravüründen çok etkilendi. Bu etki, 1906 senesinde “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı tablosunda kendini gösterdi.

2İlk versiyondan başlayalım. Etekleri işlemeli kırmızı kıyafetli sakallı adam (derviş), ellerini kalça hizasından arkaya alarak ney tutmakta. Belini hafiften öne doğru kırmış, başı önüne bakıyor. Bu, adama olgun fakat yorgun bir görüntü yüklemiş. Başına gelişigüzel sardığı yemenisinin üzerine dervişlerin kullandığı ‘arakiye‘ adlı başlığı takan figürün sırtında (pek çok yorumcuya göre) nakkare ya da kudüm adlı verilen bir çeşit davul asılı.

5

Boynundaki kıskaç biçimli nesne, kimine göre ud çalmak için kullanılan mızrap, kimine göreyse nakkareyi çalmak için kullanacağı baget. Bu müzik aletleri, Mevlevi müziğinin icrasında kullanılan dört büyük aletten ikisi.

1

Zemine bakalım. Yerde serbestçe takılan beş kaplumbağa görüyoruz. Yeşil yaprakları yiyen bu kaplumbağalar, derviş tarafından eğitilmektedir. Burada eserin ana fikrini açıklayalım; yaşamı boyunca eğitime önem veren Osman Hamdi Bey, memleketimizin padişahlıkla yönetildiği Osmanlı Dönemi‘nde sanatın gelişmesi için var gücüyle çalıştı.

3

Bugünkü Mimar Sinan GSÜ, Osman Hamdi sayesinde vardır. Aynı şekilde ülkemize müzecilik kavramını getiren ve bu yolda pek çok yenilik gerçekleştiren de yine Osman Hamdi‘dir. İşte bu tablo, Osman Hamdi’nin verdiği uğraş sonucu aldığı cevaptır; yaratılış itibariyle yavaş olan kaplumbağa, “tembelliği” temsil eder. Sakallı zat ise Osman Hamdi‘dir ve tembelliği felsefe edinmiş insanları eğitmeye çalışmaktadır. Osman Hamdi‘nin kaplumbağaları eğitirken kullandığı yöntem ise müziktir. Bu da yine ressamın sanata olan aşkını ve gelişim için sanatın önemine duyduğu inancı ifade ediyor.

4

Mavi çiniyle kaplı duvardan açılan kemerli bir pencere önünde duran sakallı figür, bu izbe yerde kalkıştığı yüce işte oldukça umutsuz görünüyor. Yani, burası Bursa’daki Ulu Camii’nin ikinci katı. 1390’ların sonunda tamamlanan ve Osmanlı Mimarisi‘nin en değerli örneklerinden biri sayılan camideki çinilere, kemere işlenen duvar yazısına bakın. Bu sanatsal işlere zıtlık veren dökülmüş duvarlar, Osman Hamdi‘nin “çağdaşlaşmak istemeyen toplum” anlatısını destekliyor. Öte yandan figürün yorgun hali, ‘derviş sabrı’ denilen o yüce duygunun dahi sınırlı olduğunun anlatıyor. 2 metre 22 cm x 1 metre 22 cm ebatlarındaki bu eser, Pera Müzesi‘nde yeralmaktadır.

Eserin yaklaşık sene sonra tamamlanan 2. versiyonunda küçük farklar göze çarpıyor. Mesela çinilerin mavisi daha canlıdır ve pencere üzerindeki kemer de çinilerle uyumlu olarak maviye boyalıdır. Ayrıca kemerin üst tarafındaki duvar da görünmekte. Sağ tarafa baktığımızda sarı tonlarında boyanmış bir hat levhası görürüz. Pencereden gelen ışık, dervişin kırmızı kıyafetini daha çok aydınlatma.


Zemine baktığımızda, hemen pencere önünde eski bir ibrik görürüz. Lakin en önemli farklılıklardan biri, kaplumbağalardır. İlk versiyonunda beş kaplumbağa bulunan eserin ikincisinde altı kaplumbağa görürüz. Ressam, zemini daha geniş tutarak bir kaplumbağa daha eklemiş. 1 metre 36 cm x 87 cm ebatlarındaki bu yağlıboya versiyon, Belma Simavi’nin koleksiyonunda.

Kaynak: resimbiterken.wordpress.com/2014/10/17/osman-hamdi-beyin-kaplumbaga-terbiyecisi-eseri/



Herkesin işi başından aşkın
Her gün her dosta
Uzanamaz olduk artık
Sıcaklığını duysak elimizde
Tokalaşır iken dost elinin
Tatlı dil, güler yüz ile
’Günaydın, merhaba!’
Diyebilsek keşke
İçtenlikle şöyle bir
Birlikte içilse sabah çayı
Muhabbetle demlenir
Ayırdeder insan güzelliklerini...

Yabancılaştı isek birbirimize
Bir o kadar da kendimize
Artık insan değişti
İnsanlıktan çıkıyor
Uçsuz,engin ovalarda
Dere tepe uzayıp giden
Serenlerinde bulunur belki
Ayda yılda bir kez
Gidilememiş uzak köylerin,
Kır bayır, çayır çimen
Doruklarda el değmemiş
Kırçiçeği gibi bâkir
Yurdumun insan güzellikleri...

Zaman yetmiyor insana
Ömrün yetmediği gibi,
Keşke tedavülden kaktı
Zalim bir çağ bu çağ,
Eskiden de mi böyleydi,
Görmedik ama duyduk
Nemrut dirilmiş olabilir mi,
Ali Baba ve Kırk Haramiler
Masal değil gerçek mi
Neydi Habil ile Kabil,
Ebrehe’nin ordusuna
Yine taş yağdırır mı ebabil?!

Her gün binlerce karmaşa
’Barış var iken ne gerek
Ortadoğuda savaşa?!’
Diyemez oldu insan,
Savaş için suç diyorduk
Barış demek suç oldu
Dost eline uzanıp
Merhaba demek
Selam vermek güç oldu,
Gün gün çoğalıyor suç
Yoktan bir, bir/iken iki, üç oldu,
Üçten iki, ikiden bir, birden hiç
Hayâllerim piç oldu!

Şaban AKTAŞ
26.03.2018

Görsel: Osman Hamdi Bey’in Kağlumbağa Terbiyecisi adlı eseri:

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hayâllerim piç oldu! Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Hayâllerim piç oldu! şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAYÂLLERİM PİÇ OLDU! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL