hâr
yorgunum Bella
mevsim yontarken masumane gülüşlerimi yetim bir sigaranın dumanına sarılıyorum yağmurun yağışına aşk diyorlar üstelik gökte kuş bırakmadan hiçliğin berzahında soluyorum emanet nefesleri kentime yabancılaştığım kadar yabancılaştım kendimle gözlerimde yorgun, dalgın bir otobüs kalkıyor ve kimse gelmiyor gittiği yerden yaralandığım yerden başlıyorum hayata menfur bir kurşun yarası kaplıyor solumu adını andıkça renk değiştiriyor yüzüm daha esmer bakıyorum hayata daha kızgın ve çaresiz ellerimin titreyişinde kayboluyor düşlerim yaşamak diyorum gereksiz bir yol anlamını yitiriyor başağın sarısı emeğin alın teri işçinin nasırlı eli hiç II. devriyeler kol gezerken sensizlik sokağını karanlığın puşt uğultusu kulaklarımda ketum bir şarkının notasında buluyorum kendimi ’evvelim sen oldun ahirim sensin ’ ah! Bella yamalı tenime bastırdığım gülüşünden mahrumum sökük ameliyat ipleriyle dikiyorum gözlerimi ağlamıyorum ağlamıyorum kavmim sırtımı tekmelerken bile hal beyanım cehennem zapta geçilsin geçilsin dar cüsseleriyle mezarımdan basma fistanlı köy kızları ki! ince kavisli burunlarında gümüş hızma ayak bileklerinde halhal yumuşak topukları değince toprağıma yeşerir kavak ağaçları yol boyunca açar gelincikler süslü bir çocuk gibi III. ah Bella soyundum kimliğimdeki silueti köhnemiş bir zaman aralığından seslen bana recm’edilsin dilim sesine ses olmasa ölüm tutanağında ismim zikredilince kefeye koyulan günahlarımla bakire yangınlarında yanan dilimden tenime batan tırnağına kadar senin olacağım Bella rengini kaybeden bu gökyüzünün altında işgal edilmiş bir yürekle sesleniyorum sana kırgın yüzümden düşen damlalara aldırma öyle bir sarıl ki ! donsun kanım damarlarımda kimliksizim yüzünü soyun kalbimin karanlık avlusunda Barış Çiçek |
Şiirler yazan gönlün ve kalemin var olsun...
.................................................... Saygı ve selamlar..