4
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
745
Okunma
kimse onun bir rüyada öldüğünü bilmiyor
animasyon çekilmiş gözlerine karşılaştırmalı zayıf bir ses
uyanın
uyanın lütfen
burası son istasyon
sakız ve helva getirdiler
pencereyi açınca lokomotifler yanacak
şaka mı yapıyorsunuz çok eskiden
bir işçi yorgunluğun kısalan kanatlarına içini düşürdüğünde
çocukların denize kavuşmak için kalplerini sattığını görmüş
o günden beri uzayıp gider tren yolları
bol satıcılı parçalanmış yüzler arzularını öyle acıklı okuyorlar ki
kaç para olsa verirdim ilk kokularına sarılmak için karanfilin
deniz her yeri maviye boyayacakmış gibi
umutları ümitleri yalanları aşkları
kalanları ıslatıp uyandıracak
hüzün basacak kompartımanların titrek yüzünü
dede sana şiir yazıyor bu çocuk
ve bu şehir hep azarlayarak bakmış ona
bulutlara ağladığına şahitlik eder misin
çok yorulmuş bütün gece ve çok korkuyormuş
rica etsek bastonunu verir misin
nerede başlar nerede biter limanlar
şiirleri duvarlara yazan bir serseri
taş atar çivi eritir raylarda
en güzel maymuncuk ve keskin bir kaval sesi aşkına
kırmızı kiremitli bir damın önü
beni de sevindir çocuklar yarışırken demirle
işte burada bizi avutan incir ağacı
gitme dur gitme
kaçak bir yolcu olduğumu kimse bilmesin
kalın bıyıklı makinist
sevinçlerimizi öldürmesin.