Göğü sancı tuttu
Eşini gayb eyleyen bir üveyik
Nefes sürüyordu toprağa
Kâderi mutlak
Kederi muamma
Ayaza kesiyordu dünya
Hâr ,
nar ve kar
Nasıl oluyor da acıyı bir arada tutar

Ben aşkın ulağı
Buraların hallac’ı
Asırlarca nağmeleri ayağıma bağladılar
Yalanları boynuna
Rivayet aslını yaşatırdı

Her asra bin adım
Her adıma, bir göz bıraktım
Döktüm kamburumdaki ağrıları
Efsun sürdü yaralarıma
Elleri tarih kokan kocakarı

Geçtim
Kanı, kinle bileyenlerin arasından
Geçtim kan havliyle
Ateş tarlalarından
Yağmursuz topraklardan
Soluksuz koşan atların sırtından
Duydum
Serpilince ,serilen tüm kadınların çığlıklarını
Ölülerin diline yatırıyorlardı
İkrarın , inkârlarını

İşittim
Kuyudaki o derin bap’tan
Tüm kederini soludum evrenin
Leyla bilir deyi esareti
Bedeviler gömdüm içimin fırtınalarına
Ter revan
Gördüm
Bir meczup ağlıyordu
Damla ter düşmeden şehvete
Dokunmadan dudaklarına
Ölmeyeceğimi bilsinler
Dökül ey sema
Aşk-ı âyan

Bildiri dağıttım tüm çocuklara
Acıya yaşınız yetmiyor diye bağırdım
Masal sattım
Bir gülücük karşılığında
Süpürdüm umudu kaburgamın altına
Karşılaştı iki insan
İki can
İki ayna
Hüsnü yusuf karanlığında
Doğrudur gebe kaldığım kadim zamanlardan

Uyandım
Suya yakındır kuşların canı
Gün, geceye ihanet edince
Seher vaktinin kulağına eğildi gece
Senin adın gün dedi, üç kere
Senin adın gün

Aşık kişi niyetine
Hangi kuşun Azize’si olmaz ki
Göğe aşk okundu önce
Benim yüreğim ki sevdiğim
Meryem’in diline küsüşü yok mu ?
oydu işte .

// MineKuş //