Geçim derdinden ziyade mevzuat gailesi.
Altı yüz elli yedide bitse de bahanesi,
Devlet-i âli ile hâlâ devam meşgalesi.
Yoğun geçiyor emekli dönemi şahanesi.
Yine yönetmeliklerle iştigal ediyor ediyor hep.
Mevzuatı es geçen bürokratı yediyor hep.


Anlamıyor hiç Hocayı artık yeni yetmeler.
Ben yaptım oldu diyen güruh çoğaldı iyice.
Makama kasılarak havayla gelip gitmeler.
Oysa mevzuat sözü karmaşık kallavi hece.
Yine yönetmeliklerle iştigal ediyor ediyor hep.
Mevzuatı es geçen bürokrattır buna sebep.


Hani hoca bilmese, inanacak bu havaya.
Ardına almış cümlesi siyasi dayısını.
Mevzuat yerine hepsi hamsi koyup tavaya.
Makamında oynatıyor şaklaban ayısını.
Yine yönetmeliklerle iştigal ediyor hep.
Mevzuatı es geçen bürokratı yediyor hep


Alçak (,) dağları o yaratmış sanki kasılıyor.
Hoca gülüp geçiyor bu kâğıttan bürokrata.
Bunlar için matbuatta latife basılıyor.
Hepsi de binmiş gidiyor bir allameden ata.
Yine yönetmeliklerle iştigal ediyor ediyor hep.
Mevzuatı es geçen bürokrattır buna sebep.


Diyor ki mevzuata vefa bizde daim gani.
Kılı kırk yarar irdeleriz inceler okuruz.
Cühela hatırı için vazgeçelim mi yani.
Usanmayız,kanundan tüzükten dantel dokuruz.
Yine yönetmeliklerle iştigal ediyor ediyor hep.
Mevzuatı es geçen bürokratı yediyor hep.


Kadrini bilen bilir bilmese de avaneler.
Devlet mevzuatı ile ünsiyeti hep kaim.
Ona gülüp geçse de ham ervah ve divaneler.
İşini muhkem yapar sağlamcıdır o her daim.
Yine yönetmeliklerle iştigal ediyor ediyor hep.
Mevzuatı es geçen bürokrattır buna sebep...
Ankara, 29.11.2017 İbrahim Kilik

1. Bir kimseyi elinden tutup götürmek, bir hayvanı yedeğe alıp çekmek. 2. İzlemek.