Suskunluğumu giyindim.

Ben zifiri karanlıklarda düşlerimi ararken…

Sen zeytin gözlerinle geçip aynanın karşısına,

Siyah saçlarını tararken…

Mavi olan her yere kapadım gözlerimi

Servi söğütleri söktüm bahçelerimden

Sen hiç martıları gördün mü?

Yakamozlar görülürken denizlerde

Hasretin ıslık çalan sözlerine…

Bir de gurbet türkülerine

Dudaklarını sürdün mü?



Suskunluğumu giyindim.

Ben beni omuzladım

Baharı bekleyen gecelerde…

Sen sevda çiçekleri toplarken

Yalnızlığına büründüm

Kekremsi düşlerin…

Gözlerime dikilirken sarhoş gözlerin

Kamburunu taşırken sırtımda omuzum

Ve titrerken ellerim

Şakağımı boyarken yılların yorgunluğu

Söyler misin ey canan

Gözlerin beni mi bekler?

Yoksa gelmeyecek mi artık gelecekler?



Suskunluğumu giyindim.

Kapattım perdelerimi

Yüzüme vuran ışık huzmelerine…

Hani birlik türküleri söylemiştim ya

Hep birlikte el ele…

Gidin,

Size bıraktım bütün birlik türkülerini

Huzuru nerde buluyor sananız

Adresiniz orası olsun…

Çamlıbel’in Köroğlu’su yok artık.

Ayvaz elde oyuncaktır bil gayri

Bitti lisan, konuşmuyor dil gayri.



Suskunluğumu giyindim.

Bahar çiçekleri açarken…

Sümbüller, menekşeler, çiğdemler

Kokuları saçarken.

Kollarım düştü yana

Kırlangıçlar uçarken.

Karacoğlan Toroslarda gül arar

Benim dilim konuşacak dil arar.



Suskunluğumu giyindim

Bıraktım avuçlarıma iki damla yaş

Kaşlarım kalkmıyor,

Yanağımda gülücükler yok.

Hüzün türküleri dinliyorum

Tepeden tırnağa hüzün…

Yıkılırken hayallerim,

Çökerken omuzum,

Suskunluğumu giyindim

Son sözüm.