0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1204
Okunma

bir zeytin hasadı şenliğiydi gözlerin
beni barışa çağıran
gönderimde inmeyen yas mektupları
sen o resimdeki sonbaharsın
bir nisan buluşması özlemiştim portakal çiçeklerinde
düşlerimizi tanrının uyuttuğu altın başaklar ikliminde
gecenin suları uğuldar dururdu küllerle örtülü nehirlerde
bir dalsın işte çorak topraklarda içkin veren
sen o resimdeki sonbaharsın
tekneler salınıyor keder ırmağında
ürpermeye hazırlanıyor kar altından kardelen
ulu uğultular duyulurken doruklarda
sen o resimdeki sonbaharsın
biz o resimde eşyanın ve zamanın dışına çıktık
ağır aksak soluduk yaz akşamlarını vedalarını kara bir nehirde
mesafelerin uzunluğuna bakmadan arzular çizdik
elimi uzatıyorum sana mavi gecelerden
mavi geceler boşluk
sen o resimdeki sonbaharsın
kar suları bahara coşkun dereler getirir
ağaçlar göklere ulu ağıtlar okur
çöl dudaklı tatlı ve ılık sevgili
taze bir bahar dalı gibi yeşillendirdin içimin buruk ezgilerini
bir şimal rüzgarı yürekten vurmuş beni
has bahçelerden sen çıkıp gelmişsin
bir kilimde yeşermiş nakşının gül bedeni
o gül o ağaç o kimsesizlik
sen o resimdeki sonbaharsın
dün sincan istasyonundan bir çiçek geçti
henüz açılmamış tomurcuklarla
bir şiir sofrası serdi önüme
su rüya ve arzu
vurulan kuşların fırtınadan dönüşünü
sessiz uğurlanan trenlere nasıl anlatırım
katran karası saçlarımı yuduğum ırmakların hani
sen o resimdeki sonbaharsın
bir zeytin hasadı şenliğiydi gözlerin
beni barışa çağıran
gönderimde inmeyen yas mektupları
sen o resimdeki sonbaharsın
Ömriye KARATAŞ
15.11.2017
5.0
100% (2)