0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1235
Okunma

Yaşlı adam bir yandan bakıyordu tavşana:
»Niye kıpırdamıyor, ne oldu bu hayvana?«
Verteriner de döndü kafesine yüzünü
Konuştu oradan hiç ayırmadan gözünü:
-Çok hasta zavallıcık, dilerim gece ölmez.
-Son ilacı da bitti, elden bir şey de gelmez.«
Cemil beyin gözleri büyüdü birdenbire.
»Sipariş et Halit’im, olacaksa bir çare.«
»Ben öderim her neyse siparişin masrafı.«
»Bari senet kabul et ağzımdan çıkan lafı.«
Adam etrafa baktı: »Yazık şu hayvanlara.«
»Deva bulmak lazımdır, hali perişanlara.«
»Onların da masrafı bendendir bundan böyle.«
»Ne kadar para gerek, tedavi için, söyle!«
-Hocam çok cömertsiniz; fakat kabul edemem.
-Bir hayr için hocamı kendime kul edemem.
-Gücenirim, derseniz, amaliyat parası.
-Kapansın bana kafi Simya’nın yarası.
-Derse ilgim hiç yoktu talebeyken okulda.
-Onu siz sevdirdiniz, ışık gördünüz kulda.
Veteriner okşadı tüylerini Simya’nın
Sözlerinde zerresi bile yoktu riyanın:
-İşte bu yüzden sizden, asla para alamam
-Merhamet yarışında ben de geri kalamam.
»Ben sana öğretmenim, sen de bana talebe.«
»Gerçek bir hoca kalmaz öğrencisine gebe.«
» Halitciğim kedim ne zaman taburcu olur?«
»Ve bu garibin sana, ne kadar borcu olur?«
-Peki, hocam, ben sonra söylerim masrafları.
-Sizden ricam, hiç kimse duymasın bu lafları.
»Aramızda kalacak, söz veriyorum sana.«
»Çünkü sırra sadakat çok yakışır insana.«
-Simya’yla yavruları götürün bence bugün.
-Baksanıza nasıl da, bakıyor üzgün üzgün.
-Gözündeki bandaja dikkat edin, çıkmasın.
-Çözülürse bağlayın velakin çok sıkmasın.
»Tabi dikkat ederim, gözüm gibi bakarım.«
»Ne şikayet ederim, ne de ondan bıkarım.«
Yaşlı adam Simya’ya baktı: »Gitme zamanı.«
Ah bir görmeliydiniz, bunu duyan Tavşanı
Hasta haline rağmen birden kalktı ayağa
Birkaç kez tökezledi, düşecek gibi sağa
Kafası titriyor ve çok yorgun bakıyordu
Gözlerin kenarından iltihap akıyordu
Hali öyle perişan, öyle derbederdi ki
Zahiren bir ölüden hiç farkı yoktu sanki
Arkadaşına baktı kulaklar düşmüş halde
Hoşça kal diyordu, galiba son merrhalde
Ardından ötüverdi kanadı kırık Saka
Uğurladı dostunu, gözüne baka baka
Zavallı kuş susunca, uyuz köpek havladı
Hoşça kalın der gibi Simya da miyavladı
Ceylanın konuşmaya kalmamıştı mecâli
Bir veda cümlesiydi, zaten hüzünlü hâli
Simsiyah gözlerinden duygular taşıyordu
Aynı anda mutluluk ve hüzün yaşıyordu
Sonunda görecekti, arkadaşının gözü
Daha genişleyecek kediciğe gökyüzü
Cemil bey yavruları, koyuverdi sepete
Tıpkı benziyorlardı çiçekten bir bukete
Sonra »İyi günler!« dedi veterinere
Bal arısı da geldi, gittiği bütün yere
S / ÂYE 8 KASIM 2017 / ESKİŞEHİR
5.0
100% (1)