1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1094
Okunma
İklimler değişiyor yokluğunda,
Saatler bir ileri, bir geri alınıyor.
Zaman;
İçi boş bir kitap
Hiçbir şey anlatmıyor.
Yağmurlar yağıyor aralıksız
İçimdeki çiçekler ölüyor susuzluktan
Ve rüyalarım sıra bekliyor;
Uykusuzluktan...
Karanlık basıyor içimi,
Sonuna kadar açıyorum kapılarımı gitsin diye;
Çığlık bile atamıyorum korkudan.
Buram buram seni getiriyor rüzgarlar,
Durulmuyor kokudan!
Adını söylüyor dilim bir dua gibi;
İsmini yazıyorum tenime durmadan.
İklimler değişiyor yokluğunda,
Güneş hem doğuyor, hem batıyor.
Zaman;
İçi boş bir kavanoz
Hiçbir şey görünmüyor.
Sesler duyuluyor aralıksız
İçimdeki adamlar ölüyor sessizlikten
Ve küçük dilimi yutuyorum;
Açlıktan...
Yoksulluk değil de yoksunluk sarıyor içimi,
Sonuna kadar açıyorum ellerimi kadere;
Bir dilenci misali sen diliyorum Tanrı’dan.
Duman duman seni getiriyor rüzgarlar,
Nefes bile alınmıyor kokudan!
Adını yazıyor elim bir slogan gibi;
İsmini yazıyorum duvarlara durmadan.
İklimler değişiyor yokluğunda,
Şehirler dolup dolup taşıyor.
Zaman;
İçi boş bir havuz sonbaharda
Yüzülmüyor.
Çığlıklar büyüyor aralıksız
İçimdeki çocuklar boğuluyor nefessizlikten
Ve şiirlerimi topluyorum;
Boşluktan...
Kelimeler dolduruyor içimi,
Sonuna kadar açıyorum kapılarını kütüphanemin
Seni okumak isteyen her bir hücreme.
Olan biten her ne varsa seni işaret ediyor,
Sanki sana dönüyor dünya;
Adını çiziyor aklım bir tablo misali;
İsmini kazıyorum toprağa durmadan.
İklimler değişiyor yokluğunda,
Her dakika, bir öncekini gömüyor.
Zaman;
İçi boş bir mezar
Ölünmüyor...