0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1123
Okunma
DELİK DEŞİK ŞEMSİYE
Maziye kök salarak atiyi gölgeleyen,
Keşkelik kaygılar mı, gönlüne ciseleyen ?..
Hani bûn yağmuruna sebat bir şemsiyeydi !?
Ruh gizem sırılsıklam, bize sabır dileyen...
NİHALE
Onca talim terbiye, kariyerlik merhale;
Beyaz yakalı meslek, mehtap kuşatan hâle;
Emeklilik çağında kendine tarif arar,
Kurtlar sofrasındaki sahan altı nihale...
Talim terbiye: Eğitim, öğretim.
Hâle: Ayın, bazan da güneşin etrafında görülen parlak halka şeklindeki ışık, ay ağılı, ayla.
Nihale: Sofrada sıcak yemek kaplarının altına konan altlık.
İNSANSI
Sureta bizden biri, gözü kandıran yansı;
Bazen er, bazen dişi, güdüleri hayvansı;
Adem öncesi genler debermiş olmalı ki,
Vahşi cazibesiyle kabataslak insansı...
Adem: İlk ata, ilk peygamber, düşünen insan, homo-sapiens.
ÇAPULA KERATASI
Gözü hep beytülmalda, fırsat kollar usuldan;
Hanıyağmaya teşne, tezgah beşinci koldan;
Sebepsiz kazanç derler, gayya kuyusu gömü;
Bütün suç keratada, çapulası çapuldan...
Çapula: Karadeniz bölgemizde giyilen burnu yukarı kalkık, hafif ökçeli, deriden mamul erkek ayakkabısı.
Kerata: Ayakkabı çekeceği.
DÜNYALIK TUBA
Şöhretin afetiyle yüceldiğini sanır;
Baş döndüren ikbalin görkemine dadanır;
Bir bakar ki, hayatı, gösterişten ibaret;
Yukarıya düşmüşken aşağıya tırmanır...
* Tuba: Kökleri semaya, dal ve yaprakları yere doğru uzayan Cennet ağacı.
5.0
100% (2)