23
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1374
Okunma
sensizlik
ve güneşsizlik bir izmirdi elimdeki
tek ağırlığım
sırtımda hafif yağmurluktu
bonjour’du
ve kafe değil kahve söylemiştim
doğrusu buydu
çok da yağmıyordu doğrusu
bir çisenti durumuydu
kadın geldi oturdu
kandırıcı bir güzellikti
adam kadından az önceydi
ve kahve değil kafeydi buyurduğu
biryantininden
papucunun bağcığına dek yanlışlıktı
alışıktı izmir’im
-sensizliğe de...-
sigara çıkardı kadın
çakmağı çıkaramadı
zeytin gözleri kocaman çantası kadardı
ve sanki vakti biraz dardı
kirpikleri göğe yükseldi
şimşek çaktı çakacaktı
oradaydım. kahvem soğuyordu
hiç sevmezdim soğuk kahveyi
-sen soğutuyordun biliyorum-
yenisini söylemedim
çakmak aradı
uzundu kirpikleri kadının
-ve şiirime yaradı hepsi bu-
yaktı da uzandı
paralıyım diyordu adamın elleri
yaralıyım diyordu zeytinleri kadının
lakin ateşle oynayabilirim
kurudu kabuklarım
-izmir’im sensizdi. üşüyordu-
(sensizliğe
bir de yağmur eklendiği vakit hep olur;)
hafızamın
hafızamın duvarlarını
yerle bir ediyordu eleni
-eternity and a day-
konuşuyorlardı
çakmağı çantasından çıkaramayan kadınla
çakarak yakan adam
-sizi bir yerden çıkaracağım ama?-
kalktım
sonrasını bilmeyecektim
yalan mı olacaklardı
yoksa yaman mı
sensizlik
ve güneşsizlik bir izmirdi elimdeki
ve eleni devam ediyordu çalmaya
muhteşemdi
yandırıcı bir güzelliktiniz
-bir seni bir de onu biliyordum işte-
sen istanbulluydun
o yunan.
JD