Yıllar neler kattı neler
Yenilenirken eksile eksile
Yenilendi yollar
Yenilendi sokaklar
Özleme gebe

Bakınca geçmişe ısınır içim
Gülümser arnavut kaldırımlar
Bir çocuk gülüşüyle
Ağaçlar
Dallarına yuva yapan kuşlar
Arada çalınarak yenilen meyveler
Eski tatlar eski sokaklar

Gülümseyen tanıdık yüzler geçer bir bir
Bacası yaz kış tüten sıcak resimler
İçilen taze süt kokusu
Her gün aynı saat de geçen yoğurtçu amca
ve üstü kaymak kaplı yoğurdu
Sokak da oynanan oyunlar

Sürerdi gün boyu
Evlerden yankılanan o sesler duyulana kadar
’Herkes evine’
Boşalırdı sokak birden
Susardı cıvıltı
İşten evine dönenleri beklemek üzere

Yanardı pencerelerden dışarı vuran ışıklar
Bahçeler, evler, duyulan şen sıcak gülüşler
Evlerden evlere yolculuk eden yemekler
Sızardı geceye sokağa

Geç saatlerde bekçi amca dolanırdı
Elinde düdüğü ’buradayım’ dercesine
Susardı sokak dalardı huzurla uykuya
Ta ki sabaha dek
Doğan güneş ile birlikte
Bekçi amca karakoluna döner
Duyulmazdı çalınan düdüğün sesi
Başlardı ’merhaba’ ile bir hareket

Gülümserdi yüzler
Gülümserdi yüzler
Gülümserdi yüzler

Değişti zaman
Değişti sokaklar
Tıpkı bizler gibi
Daha medeni ileri

Görünmez oldu o tanıdık simalar, azaldılar
Bahçeli evlerin yerinde apartman
Çoğaldı yabancılar
Ya marketten ya da bakkaldan alınıyor süt ile yoğurt
Bekçi amca ise sizlere ömür
Cıvıltılar karıştı gürültüye
Eski tadı da yok meyvelerin
Yenilmiyor artık öyle
Soğuk duvarlar aldı yerlerini
Bir nefese muhtaç doldu medeniyet
Çağ atladık çağ eskiden yeniye
Göz göre göre