1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1619
Okunma
bir serçeye senin adınla seslendim
avucumda bir damla su vardı, verdim
sana sensiz kaldığım günlerden bahsetmek istedim, yoktun
nasıl seni özlediğimden
ve nasıl seni her gün içimde yaşattığımdan
belki hiç haberin bile yok bundan
seni sensiz nasıl sevdiğimden
sevgim kadar özlüyorum seni
özlemek demişken
özlemek kaç yalnızlık sonrası biter söyler misin
kaç ayaz göğsünden seni vurduğunda
kaç fırtınaya yakalandığında
kaç yara alıp tekrar iyileştiğin zaman
bir özlemek biter
nefret başlar içinde
şimdi buradan nereye dokunsam
göğsümde açtığın yara kanamaya başlar
tamda seni seviyorum dediğin yerden vurulurum
simsiyah bulutlar kaplar bu kenti
bu kent maviliklerle dolu biliyorsun
bu kent bizim sesimizle aydınlanırdı
oysa acı bir siren sesi yankılanır bu kentte
her gece yüksek dozda seni özlüyorum
yüreğinin en soğuk yerine nefesimle üfler gibi
nefesim tükenene kadar
sevgim kadar özlüyorum seni
ıhlamur kokulu sokaklarda dolaşıyorum yine
saçların omzuma dökülmüş gibi
çoktan ışıklar sönmüş bu kentte
insanlar yatağına çekilmiş
sokakta köpek sesleri
sokakta siren sesleri
sokakta ayak sesleri
biliyorsun her adımda seni yürüyorum
içimde bir okyanusu yürüyorum sanki
sonra bir çöl kadar sessizleşiyor bu kent
bir adam şarapla yıkıyor ellerini
rüzgar nefes alışım kadar sessiz
ve saçların omzumda
sınırları tutulmuş bir sevda çiçeği gibi kokuyor
ve ellerin bir martının çığlıkları kadar çaresiz
ve sen yağmalanmış bir coğrafya kadar güzelsin
sana ölü bir adresten şiirler yazıyorum
bizi lugatıma sığdıramadım
ama seni yüreğimde sınırsız hudutsuz seviyorum
biliyorsun ki sevdiğim kadarsın bende
ibrahim dalkılıç
08/09/2017
00:10 izmir
5.0
100% (1)