9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1481
Okunma

kalburdan elediğim
güneşte kuruttuğum
rüzgara astığım
arı/duru
yalın
kar
buz
buhar
akıp gider
yaprağa düşer
bir sabah alacasında
çiğ tanesi
karanlığında kuşluk vaktinin
düşün/den sızıp
gelirdi
damarlarımda
şimdi
varlığımla
yokluğuma
hazırlayıp
her halini yaşıyor
bende...
ruh çalıntı
kayıp
şaşkın
iz bilmez
yol bulmaz
önü arkası sobelenmiş
yırtık bir küpür gibi
hangi tarihten
kaldığı bilinmeyen
görülmemiş
er mektubu
sanki...
düşlerine yasak
koyamadı
gece
bir karga çığlık attı
kaçıştı kırlangıçlar
aralarındaydım
uçamadım...
derken,
dünyanın öteki
ucundan
selam gönderdim
kendime
duymadım sesimi
uykuya daldım...
nicedir,
sorgulanır düşünceler
hala direnmekteyiz
aslı gibiydi
sureti hakkın
suyu yıkayıp
kurutmak için
beklemekteyiz...
sardunyam