3
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1009
Okunma
gözlerinin avlusunda terk edilmiş aşk
yeşil bir yolun sürgün eden uzaklığına götürür seni
vadesi dolmuş bir ayrılığın
ertesinden sesleniyorum sana
say ki sözler anonim
d’uyma
kurtarabildiğin gururunla mutlu musun şimdi
o uzak denilen kalabalık şehirde
bilmiyorum
bensiz bir gün bile yaşayamazdın sen
sesin kısılır
nefesin düğümlenirdi
ve tavana diktiğin gözlerine uykular girmez
dört duvar üzerine gelirdi.. değil mi
önce günler geçti aramızdan
sonra mevsimler girdi
derken
takvimler düştü duvar duvar
geçti seneler üstümüzden
seni görmemek
en büyük tesellimdi
bilmezsin gerçi
sensizliğin ertesini
valizinde adından ve gururundan başka yer olmadığından olmalı
istem dışı bıraktığın mirası silemedim kalbimden
yağmurlar yağdı yine
yine akşam olup
güneş doğuyordu kimsesizliğime
ve
gayri meşru aşklar filizleniyordu
terk ettiğin kalbimde
çünkü inanmayı öğrettin bana
sevilebilir biri olduğumu
gülüşümün güzel olduğunu mesela
sarıldığında
adam olduğumu.. sıcaklığınla
şimdi o sarayın arka bahçelerinde
gece kondu mahallesinde geçen onca sene içinde
sokak aralarında cirit atıp
yakar top oynuyorum kendimce
ve inan bana
yaşadığıma inanan bakışlar altında saklambaç oynuyorum
elimi verip
el alıyorum sevdiğini iddia eden kalplerden
sonrası.. körebe
daha sonrası yok
yani bütün bunları niye anlattım bilmiyorum
eylüle tuz basarken
ve sararmamışken henüz yapraklar
bir kere olsun sadece bir kere
inanmanın sarsılmaz gerçeği işlese kalbime
ve sevgiyle bütünleşse sadakat
bütün gemileri göğe salardım inan
inanır mısın bilmem ama
unutabilirdim seni o zaman..