2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1642
Okunma
Çiğdem, yakın akrabam. Çakmak çakmak gözleriyle hayat dolu bir genç kızdı. Kahkaha çiçeğiydi bir çeşit. Günün birinde, tarım ilâcı içerek canına kıyacağını hiç kimse düşünemezdi. Umutsuz bir sevda serüveniymiş sebep. 20. yaşının henüz başındaydı.
ısıtmıyor artık güneş
kuşlar uçmuyor
inanır mısın bilemem eskisi gibi
eskisi gibi
yağmur yağmıyor
tadı kalmadı türkülerin de
çiğdem kız
dudaklarımızda ağıt var
ağıt var
öylece yalnız
yüzümüzde bir donukluk
dönüp de görebilsen
yüreğimizde bir burukluk
bir burukluk ki
bilebilsen
boynu bükük duruşu
sözün ve sevgilinin
içimize işliyor
ah içimize
duvarda gelinliğin
gökyüzünün çıtkırıldım mâvisi
külrengine dönüştü
çıldırmışça püskürüyor sanki
çıldırmışça püskürüyor
yanardağların tümü
dizlerimiz dermansızdır
şu çirkin dünyadan sen göçeli
söyle nasıl dayanılır
söyle nasıl
ne yapıp ne etmeli
’ölüm adın kalleş olsun’
demişti ya enver gökçe
şimdi yürekten haykırıyoruz
şimdi yürekten
yuh olsun şu ölüme!
5.0
100% (2)