1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2726
Okunma

sevgi duvarını aştım usulca
uyandım begonvil kokulu sabaha
güzel saçlı kraliçe saçların badem kokuyor
aşk tanrıçası afrodit diyorlar adına
knidos kıyılarında kanayan yaralarıma can yücel şiiri bastım
hatırla maviler ölümsüzken susamıştık özgürlüğe
boş yücelikler
adım neydi yurdum neresi
hiç kımıltı yok knidos kıyılarında
ürperti yaz
medcezir saatlerinde
eski yel değirmenlerinin önünde
antik çağdan kalma bir hüzünle
gelinciklerle boyanırken yeryüzü
mayıs papatyalarını takıyordum saçlarına
anemonlar açarken daha bir seviyordum eski şarkıları
datçayı ve antik yolların yağmurlarını
seni
ey sevgili
burada bir yaz biter başka bir yaz başlar diyordun hep
kalbinde başlayıp biten ah o eski yazlar
fırtına nasıl sökerse defnelerin kökünü
işte öyle göğsümdeki ağrıyan kuş
ebabil külü kırlangıç ağrısı
karavilla salyangozları toplardık kıyılardan
mor dağların eteğinde açan badem çiçeklerine götürürdün beni baharda
el değmemiş kıyılarda akdeniz foklarına ulaşırdık
demeter uyandır içimdeki toprağı bu baharda
akropolde nar yediriyor hades yakasına amonyak çiçeği takanlara
delişmen istanbul çok uzaklarda
defne kokan deniz
gemiler bir yarım akşam şimdi
orhanın kahvesine de uğramıyorsun
sarmaşık bahçelerinde hüzün güz eşiklerinde
zakkum ağacında asılı yenik bedenlerimiz
sevişince kuşlar güzelleşiyor çırılçıplak koylarda
yağışını birlikte seyrettiğimiz yağmur
knidos kıyılarına gene yağdı mı
"Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi ’ diyor eski bir şarkı
Ömriye KARATAŞ
09.07.2017
5.0
100% (5)