2
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
922
Okunma
küçük şeylerdi
küçük şeylere yaklaştıkça büyür dedik
halbuki küçük şeyler
burnumuzun dibindeymiş
göremedik
güneşi karanlığa teslim eder etmez başlardık
geceye yazılmaya
aynı ay’a bakmak
karanlığın içindeki tek gerçekti
bir kaşık suda
tufanlar koparacak kadar büyürdü bazen
küçük meseleler
sonra o tufanı dindiren bir kaç küçük söz
değiştirirdi iklimleri
umutsuzluk geçmezdi hikayemizde
ayrılık.. yasaklı bir kaç sözcükten biriydi
kalbine giden bir geminin rotasıydı gözlerin
kıyılarına vardığımda
geri dönmemek üzere batırmıştım kara sularında hatırla
kalbine giden sıratından geçtim
ve sen de kimse geçmesin diye köpründen
havaya uçurmuştun ardımdan
her gün
gün dönümünü kutlar gibi aşkın
seni seviyorumla başlar
aynı sözü tersinden söyleyip
kurtarırdık sevdayı
ayrılığın elinden
sonra
hepimiz ait olduğumuz yaşamlara dönmenin
zoraki yollarına vururduk kendimizi
çünkü er ya da geç
herkes evine dönecekti
küçük şeylerden
büyük umutlar devşirdik içimize
oysa dünya
bize yer verecek kadar büyük değildi
eski bir masalız şimdi
kahramanları kayıp
yitik bir masalın iki uzak kıtasında yaşamaya mahkum
yarım kalplerle hayata tutunan
iki tutkunun
tutuksuz hali..