Siz hiç
Giden bir geminin ardından
Yüreğinizi gözlerinizde unutup da
Bir umûda, bi ömür harcayacak kadar
Baka kaldınız mı hiç...

Gelmeyecek olanı
her saniye, her dakika, her saat başında
Zamanın çâresizlik çarmağında
günlerce...aylarca... yıllarca...
Beklediniz mi hiç....

Siz hiç
Gördüğü halde gözleri olmayanı
Duyduğu halde hislerine ulaşılamayanı
Yaşadığı halde yüreği olmayanı
Sevdiniz mi hiç...

Kendinizi bir başkasında bulup
En güzel çocukluk anılarınıza kavuşup
Yüreğinizi, en târifsiz duygulara vurup
Kayboldunuz mu hiç...

Anlamazken hayatın gerçek anlamını
Neyin uğruna yaşanılacak olanı
Ve inceliğin, dehlizliğin en his`gelli karışlarını...
Yüreğinizi bedeninizden söküpte, satır aralarına ilmik ilmik
Dokudunuz mu hiç...

Bilmezken; sevdânın dar, uzun, ve yokuşlu yollarını
Aşk`ın hangi ülkede, hangi şehirde, hangi evde saklandığını...
Çıkmaz sokaklara dalıp, çâresiz adımlar atıp, kararsız düşüncelerle
Yaşadınız mı hiç...

Siz hiç
Birinin vehmine sarılıp,
Zamandan kaçıp, mesafelerin canına kıyıp,
Hasretin prangasında, sonsuz düş`lere dalıp
Uyudunuz mu hiç...

Siz hiç
Yaktınız mı ömrünüzü
Bi gülüşe...
Ah! Bir gülüş ki o, tüm benzetmeler ölsün isterim güzelliğine
Kimseler değinmesin isterim
Sahiplenmesin isterim
Korkar`m...
Üzülür`m...
Kırıpta inciltirlerse dayanamaz ki yüreğim, ölür ellerim
Silinirse tebessümünden huzurun, mutluluğun rayihaları
Tüm mevsimlere küser, hissizleşirim...
Anlamaz, bilmezler diye kıymetini
Ben satır satır, dize dize, dökerim en güzel târifini
Hislerimden ince ince, ilmik ilmik örerim değerini...
Daha neler, neler söylerim güzelliğine, bi bilseniz
Yetmez ki kelimeler,
Tüm cümleler, gülüşünün tasvîrine sel
En güzel sözlerden derlenmiş, demet demet şiirler
Hep ona özel
Târifsizliğini bilip onu anlatamamak ise
En güzel...

Bakmayın siz bana N`olur
Bakmayın, benim böylesi deli-dolu sevmişliğime...
Siz de belki sevmişsinizdir diye
Ya da bi gün seversiniz/severseniz diye...
Döktüm gönlümdekileri sere serpe
Siz bana bakmayın E`mi...
Ama sevdiyseniz/seviyorsanız da, eksik etmeyin kağıdı-kalemi
Yazın doya doya, içinizden geldiği gibi...
Bakmayın siz onlara
Duymayın, duyguları öyle dar kalıplarda öldürenleri
Umursamayın öyle birilerinin, kural falan dediklerini...
En güzel olan, en içten gelendi
En içten gelen en masum hissedilendi
En mâsum hissedilen, en güzel dökülendi
Ve; g ö n ü l d e n en güzel dökülen,
En çok sevilendi...
Sâhi;
S i z H i ç B ö y l e S e v d i n i z M i . . .