Senin şu hallerine nasıl yapayım yorum.
Hem açık hem kapalı,sanki hava gibisin.
Seni görüp ’ Maşallah, tam Rabia’ diyorum.
Sonra bir bakıyorum tıpkı Eva gibisin.

Kimi gün tezgahında halı kilim dokursun.
Kimi zaman Akit’i, bazen Sözcü okursun.
Sonra bir bakarım ki coşmuş, fokur fokursun
Sığmıyorsun kabına, hamsi tava gibisin

Yatarsın kuluçkaya altında bir fol olur
Giysilerin alttan dar, üstü ise bol olur
Kimi gün de kalene her atılan gol olur
Fabi, Volkan halt etmiş, sanki kova gibisin.

Çoluk, çocuk, genç, yaşlı, hepsi senin kapında.
Elleri ya kürekte ya da kazma sapında.
Kimisi cambaz olmuş, yürüyorlar ipinde
Herkese kucak açan sıcak yuva gibisin.

O öyle bir yuva ki, çerez, fındık, fıstık var,
Her gelen misafire kuş tüyünden yastık var
Seninse gözlerinde sürme ile rastık var.
Marko Paşa misali derde deva gibisin.

Kimler olmak istemez ayağının çizmesi,
Ne hoş olur kim bilir senin ile gezmesi
Bazen lokma tatlısı, bazen fıstık ezmesi
Bazen midye dolması, bazen fava[] gibisin

Seni bir kere gören sinek gibi yapışır.
Güzelliğin mest eder cemi cümle apışır.
Bir kez merhaba dersin, takipçiler kapışır.
Gah Buselik, gah Hicaz, gahi Neva gibisin.

Sana müştak olanın artar her gün sayısı.
Kimisi zürefadır,[ ] kimi Kutup ayısı
Bahçende yetişmekte şeftali, muz, kayısı
Bereketi bol olan Çukurova gibisin

Seni nasıl anlatsam ey dilber-i nazenin
Gözünde, gönlündesin ben gibi boş gezenin
İflahını keserler seni bir kez üzenin.
Nizalara yol açan bitmez dava gibisin.

Kimi zaman yönünü çevirirsin camiye
Gah gidersin Taksim’e, gah çıkarsın Rami’ye.
Şu halin sebebiyle ilham oldun Sami’ye
Böyle bir taşlamaya çoktan reva gibisin.


-----------------------------------------------------------------------

[] Fava: Bakla ezmesi.
[] Zürefa: Zarif, kibar insan