1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
3926
Okunma

güller ve küller arasından
sesleniyorsun ölü bir çağın doruğundan
dudaklarında kor tufan
bir çığlık ağacıdır hüzün
devinip duruyorsun
mor ağaçlar altında
şah damarından daha yakın bu sokak
dilin kıyısında
kuşların
çırpınan
kanatları
şarkıları ağıtlı gömdüm toprağa
çocuk şarkılarıydı
bir şahin gibi ululandım dağlarında
sıvası dökülmüş evlerin bahçelerindeki mor salkım ağacı
sarayları yabanıl gömütlere gömdüm
ateş sütunları aramızda
sığın mor salkımlı sokakların hicaz şarkılarına
değiştirme gücü vardır kelimelerin çağları
kırlangıç sarıyor yaralarımı
yasta kuşatılmış baharlar
değişmeyecek mi yüzünün aynaları
ırmaklar değişiyor
göç mevsimi kanatların
bir düşü uyur gibi uyuyor kuytu pervazlarda kırlangıç
sarılı bir yumak gibi çözülüyor dilin
seherin ilk ışıklarında kuytularımı okşayan rüzgar
ey çıplak yollardan kıvrılıp giden yar
seni mor salkımlı sokaklarda beklemiştim
ince yağmurlar şehrime yağmadan önce
şiirler okuyorum mor salkım çiçeklerine
sonra çağırıyorum seni kırmızı kentlere
mavi mendiller uzattığın limanlar uzak mı uzak
ve sen yine sürgünsün yurdundan
ortadoğuda makineli tüfeklerle oynuyor çocuklar
göçmen kuşlar kan giyen kanatların hazzını
barut kokan sokaklarda bıraktılar
bir kitap ceset gibi yatıyor yanı başımda
mekansız bir ağaçsın artık
binbir gece masallarında kayıp şehrazat
bir düşü uyur gibi uyuyor kuytu pervazlarda kırlangıç
yeniden çiçek açacak mor salkım ağacı
savaş bitince
dönecek evine miğferi çiçekli asker
yaralarını iyileştirmek için şiirler basacak yüreğine
çağ kanamalarını dindiren ozan
şiirin düş gemilerine sığar ancak
karanlıkları kanla dokuyan tarih
bağışlanmayacak yüzün
mor salkımlı sokaklarda
bir çığlık ağacıdır hüzün
dönecek mi babam savaştan
söyle mor salkım ağacı
şarkıları ağıtlı gömdüm toprağa
çocuk şarkılarıydı
Ömriye KARATAŞ
19.04.2017
5.0
100% (3)