0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
896
Okunma

O an...
Geceler geçmez olur
Ruhun kanatlanmak için çırpınır
Çare adına ne varsa tek tek iz’ana sorulur
Geçmeyen saatlerde için burkulur, gözlerin yorulur
Kalem yazmaz olur, figanın ne kadar sessiz olsa da hisseden gönüllerde duyulur
Hasta...
Düştüm bakanım yok
Sararan yatağımda ölüm ne soğuk
Bir kelam etmeye kalksan sesim boğuk boğuk
Demek ki gafletim, hatalarım, yanlış hesaplarım pek çok
Her lahzada sineme saplanır sessizce ve nereden geldiği belli olamayan ok
Gel artık durma, son nefesimde acıya bırakma, gözlerimden kan akarken hançeri bağrıma saplamaktan korkma
Ölüm uzak nasıl olsa sorma, daha vebalim çok cefasını çekmeden beni çaresiz bırakma, çekeceğim çileler daha çok var unutma
Gözleri...
Ev yıkan vardır
Sen gaflette oldukça akıl ziyandadır
Ruhun alçaldıkça vicdanın kararmaktadır
Kalbin ne kadar beynine kan pompalasa da basiret uzaktadır
Şuur beynin olmazsa olmaz şartıdır, varlığın ancak bilincin kadardır
Sen hak ve hakikat üzere yaşamaktan imtina ettikçe, ruhun ve zihnin çaresiz kalmaktadır
İster...
Ağustosta
İstersen kasımda
Hangi suya girersen gir o yaşta
İradesine, aklına ipotek konmuşsa esaret bir başka
Haktan gayrısına kölelik, şartsız itaat, muhakemesiz kanaat şimdi revaçta
Cinsiyetin ne olursa olsun yaşadığın ve kabul ettiğin şartlarda, bir fanus içinde yaşadığını asla unutma
Mustafa Cilasun