0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2716
Okunma
Atatürk meydanında arkadaşlarla oturuyor
Cudi ve Gabar dağları eşliğinde
kaçak çayımızı içiyorduk.
Tabi o zamanlar evlerimiz bombalanmamıştı.
Ve Sen de gitmemiştin
Mutluyduk..
Sırtımızı dağlara dayamıştık
Umut gökyüzüydü, oldukça mavi.
Demeye kalmadan kerpiç evlerimizi dahi bombaladılar
Sanki Şırnak onların kanseriydi
Ötekiydi, aykırıydı onların gözünde!
Evet soysuzlardı bizim şehrimizi tarumar eden!
Tabi o zamanlar evlerimiz bombalanmamıştı
Ve 60’ında bir anne sokak ortasında vurulmamıştı
Sende gitmemiştin
Mutluyduk
Ey dağlar ve gökyüzü
Buna zalimler dahil değil!
Söylesene;
Bu memlekette doğup,
Ve bu memleket dışında
Gömülmekten korkan büyüklerimize ne diyeceğiz?
ŞIRNAK’TA doğup
başka şehirde gömülmekten,
korkmak da ablukaya dahil değil mi?
Uzun uzadıya uzanan köy yolları gibiyim şimdi
Çaresiz, umutsuz ve yalnız…
Uzaktan bakıyorum şehrime
İçinde zılgıtlar eşliğinde
Halay çektiğimiz Şırnak’a
Kanayan yaramıza…
Ah şimdi içimde bir termik santral kuruluyor
Ben direnemiyorum, çünkü sadece biz direnebilirdik
bak birazdan ölebilirim…
Tabi o zamanlar bir sokak kedisi
Enkazlar altında kalmamıştı
Ve bir baba öldürülen çocuğunu
derin dondurucuya koymak zorunda değildi
Ve sende gitmemiştin
Mutluyduk..
Hemen şimdi yanımda askeri konvoylar geçiyor
Az öteden de telsiz sesleri
birazdan özgür bir kuşu öldürecekler
İki gökyüzü mesafesi kadar uzağım bir şeyler yapamıyorum
İçimdeki termik santral patlıyor
Ve ölüyor tüm serçeler
Oysa ki birazdan özgür bir kuşu öldürecekler .
5.0
100% (2)