Kaldır perdeleri aradan düş önüme ya da ardımdan gel
Altay dağları kadar yüce alnın, destanlarla avutma beni
Göğü yumruklarken sancısını duyduğum an şimdi, gel
Zırhımı kuşandım, kılıcımı biledim, oyalama beni
Kara yağız buğday tenli düş önüme ya da ardımdan gel

Düşlerimi tek tek saydım, hece hece tekrarladım sana
Bozkırda büyüyen mazlum çocuklara adadım türkümü
Bayrak öperek ant içtiğim ol deyince oldurana
Dengimi tamamladım, yüklemeye hazırım göçümü
Eli kınalı alnı yazmalı düş önüme ya da ardımdan gel

Sancaklar burçlara asıldı, bayraklar rüzgâra çoktan hazır
Manga, bölük, tabur, alay, tabur ve tugaylar tam tekmil
Bir sözünle yay gerilir, kılıç kuşanır, sadakta hazır oklar
Kartal kanatlı taylar havalanır, fethedilir mutlak menzil
Oğuz Han, Bilge Kağan gibi düş önüme ya da ardımdan gel

Yaylalarda şölenler başladı, ova düğün çoktan bayram
Ulaklar haber eyledi dosta toylarda dualar okunsun
Söylendi hem seferde hem zaferde kul hakkı haram
Camide, dergâhta, bargâhta, çarşıda böyle olunsun
Osman Gazi, Fatih gibi düş önüme ya da ardımdan gel

Efeler, kızanlar zeybek oynar toprağın karnı yarılır
Ata barıdır, Çayda çıradır içimdeki sevdaları tutuşturan
Karadeniz’in dalgası horunu, Kafkas Şeyh Şamille anılır
Altaylardan Balkanlara aynı ezgiler bizi buluşturan
Üçler Yediler Kırklar gibi düş önüme ya da ardımdan gel

Söylenecek söz çok huzurum kalmadı sefer kösü çalmadı
Kim fısıldadı kulağıma, Hıra dağında okunan muştuyu
Yüksek sesle daim haykırdım gerçeği ,duymayan kalmadı
Helal sayıp geceyi gündüzü, öldürüp gözümde uykuyu
Beş vakit okunan ezan gibi düş önüme ya da ardımdan gel



SİNAN YILMAZ