Güneş mi doğmadı, Bu karanlık nicedir. Geceler böyle miydi Niçin aydınlanmıyor. Uykular bölünmekten, Yokluğunda kayboldu. Hayallerimde bile, Erişilmez yerdesin. Nasıl geçmiş bu ömrüm, Sensizlik deryasında. Bu ne biçim bir sevgi, Yok ediyor gönlümü. Göz açıp, kapasam da Baktığımda maziye Neler, neler çekildi Bir sen kaldın sormayan Sor sevgili, gül yüzlüm Bırakıp gittiğini Öksüz oğlan çiçeği Boynu bükük hep böyle Bu kadar mı sevmiştin, Hayal, meyal bir canı Senden beklenen neydi, Yağmur olup, yağ desem, Çölde kalan yolcuya Bir damla suya hasret. Yanan, sineler sende Esir ettin sormadan Bir çift tatlı sözüne Böyle kara bir sevda, Var mı artık dünyada Belki bir gün derdime MEVLAM DERMAN EYLEYE
...............ESKİŞEHİR-2008
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Güneş mi doğmadı, Bu karanlık nicedir. Geceler böyle miydi Niçin aydınlanmıyor. Uykular bölünmekten, Yokluğunda kayboldu. Hayallerimde bile, Erişilmez yerdesin.
............................................. TEBRİKLERİM VE SAYGILARIMLA ŞAİR ............................................
Gül ile bülbül aşkına dair bir başka hikâye daha anlatılır. Gül, başlangıçta kendi güzelliğinin farkında değildir. Gül, bahçesindeki akarsuya bakınca, kendi aksini görüp kendi güzelliğine âşık olur. Kendi güzelliğine meftun olan gül, yardımcısı olan meltemi, dünyada daha güzel bir varlığın bulunup bulunmadığını araştırmakla görevlendirir. Meltem gezer, tozar, arar fakat güle benzer bir güzellik bulamaz. Bu arayışları esnasında bülbüle rastlar. Meltem ona gülden bahseder. Öyle bahseder ki, bülbül daha görmeden güle âşık olur.
Gül ile bülbülün sevdası böylece başlar. Artık bülbül niyaz, gül naz makamındadır. Irmağın arkadaşlığında gülşene gelip servinin misafiri olan bülbül, aşk derdini güle anlatır. Fakat sesini duyuramaz. Karanlık geceye, aya, sabaha ve güneşe açar derdini. Fakat kimseden yardım göremez. Bu sefer yüzünü Yaratıcı’ya çevirir. Münâcatta bulunur. Allâh’ın yardımıyla bülbülün sesini duyan gül, naz uykusundan uyanır ve bülbülün sesinden etkilenir.
Şair de her seherde gülü, bülbülün figānının uyandırdığını söyler:
Âh-ı âşıkdur senin hüsnünden âgâh eyleyen Na’ra-i bülbülden olur her seher bîdâr gül
(Necâtî Bey)
Fakat gül, goncasının açılışına âşık olan bülbüle bir türlü açılışını göstermez. Gül, gülerken bülbül ağlamaktadır. Öyle ya:
Aslında gül kendine bağlı olan bülbüle teveccüh edecektir, fakat arada bülbülün rakîbi olan dikenler vardır. Bir de fitneliği ile ünlü süsenler vardır. Onlar da gülü etkilemektedir. Güzelliğin şâhı olan gülün muhitinde, gülün bülbülle vuslatını istemeyen dostları vardır. Bu kıskanç dostlar sayesinde bülbül kafese kapatılır. Nitekim yaz gelir, gül mevsimi geçer, kafese kapatılan bülbül, firkat elinde vuslat türküleri söylemeye başlar:
Feryâd edersin rûz u şeb, Bu derdine n’oldu sebeb? Gülden ne eylersin taleb? Bülbül haber vergil bize!
Bir çift tatlı sözüne Böyle kara bir sevda, Var mı artık dünyada Belki bir gün derdime MEVLAM DERMAN EYLEYE...AMİN EFENDİM ALLAH DERMANINIZI VERSİN :-) YÜREĞİNİZE SAĞLIK HARİKA BİR ŞİİR OKUDUM SAYFANIZDAN...SELAM VE SAYGILAR
Teşekkür ederim.şiirime göstermiş olduğun a-li cenaplığa,Sizde seven bir yürek olduğu belli beklenenler beklendiklerini bildikleri halde BEKLETİYORLAR. Bekleriz. Taaaa.... Mahşerde mizan'a kadar.. orada nasıl olsa görüşülecek.bir hardal tanesi kadar bile hak alacağımız var ise alınacak. Gözlerden akan yaşlar hesabını soracak. her kim oraya inanıyorsa burada hazırlasın verilecek hesabını, Mezarda münkir,nekir kıyamete kadar eza cefa edecek.o acı feryadı mezara girdikten sonra başlayacak bir tek insanoğlunun kulakları duymuyor.Hayvanlar,melekler,cinler ve şeytanlar elimli azabın şiddetini duyacak. Allah bizleri korusun.Sevgili üstad sağlıcakla kalınız.
Teşekkür ederim.şiirime göstermiş olduğun a-li cenaplığa,Sizde seven bir yürek olduğu belli beklenenler beklendiklerini bildikleri halde BEKLETİYORLAR. Bekleriz. Taaaa.... Mahşerde mizan'a kadar.. orada nasıl olsa görüşülecek.bir hardal tanesi kadar bile hak alacağımız var ise alınacak. Gözlerden akan yaşlar hesabını soracak. her kim oraya inanıyorsa burada hazırlasın verilecek hesabını, Mezarda münkir,nekir kıyamete kadar eza cefa edecek.o acı feryadı mezara girdikten sonra başlayacak bir tek insanoğlunun kulakları duymuyor.Hayvanlar,melekler,cinler ve şeytanlar elimli azabın şiddetini duyacak. Allah bizleri korusun.Sevgili üstad sağlıcakla kalınız.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.