1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
817
Okunma

Yar...
Ayrı dünyaların
insanlarıyız derler
Ve fakat her iki dünya için
suallere cevap veremezler
Hangi düşünce eksenindeyse
herkesin böyle olması beklerler
Ne kadar
sabır ve tahammül
gerektiğini bir an olsun önemsemezler
Dışlamak, ötekileştirmek, hor ve hakir görerek
duyguları zedelemek ne büyük sefilliktir bilmezler
Münevver insan
vahdet için nefsi için değil,
kalbinin sezgileriyle gönül kazanmayı bilen irfandır
Hak rızasına ram olmuş heyecandır,
ecir ve inayete tabii olan fermandır, vaktine koşan imtihandır...
Yar...
Söyle kim anlatmalı
Yoksa sır bilip ne kadar saklamalı
Peki, ruhunun hicran damlalarını ne yapmalı
Her zaman kalbi firkate mi kanmalı, hissiyat dağlanmalı
Sabrın ocağında kül olmalı, edebin sadrında yeniden hayat bulmalı
Terbiye ve tezkiyeye muhtaç ne kadar arzu ve heves varsa, aşkla arınmalı
Ruhun yücelmesine kapı aralanmalı, kalbin sır perdeleri açılmalı, ihsan haşyetle yaşanmalı
Hiçbir lahza tulu emeller için hesaplanmamalı, an için ruh ve gönül O’nun rızasına nail olmak için çare aramalı...
Efendim;
siz şiir yazarken
salt cisim ve cana değil,
ruha, akla, kalbe, vicdana
ve iradeye hitap etmeyi tercih ederek
manevi iklimde tefekkür etmemizi önceliyorsunuz.
Bu bakımdan salt romantizm veya popilarizim hastalığından
sarfı nazar ederek gönlümüze inşirah zerk ediyorsunuz.
Dolayısıyla gönüldaşım, ruh arkadaşım, mefkure yoldaşım olarak
telakki ediyor, en samimi anlamda kardeşim olarak değerlendiriyorum.
Mustafa Cilasun