1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1264
Okunma

Yazılabilecek hiç bir şey kalmadı belki de bilmiyorum !
Kendimden bahsecedecek değilim desem !
Yalan olur ...
Yeryüzünün o soğuk mecrasında yalnızlığa yürüdüğüm yolda .
Ses etmemenin içime sinmişliği söz konusu .
Hangi yüzyılın sabahı desen .
İçim hep bir boşluk mecmuası …
Hangi duvara anlatsam ,
Devamı olmayan kocaman bir yokluk abidesi .
Boşveer diye kendimi avutsam .
Dünya hoş bir sevda kalesi …
Kalbin aşkın ekseninde göklerde ,
Ayrılıkların aşkın hiç tarafındaysa yeryüzünde ...
Öyle bir kalp ki aşk ,
Gün yüzüne ulaşmış gül yüzü ,
Bazı zamanlar da solmuş bir yaprak tanesi ...
Tarifi mümkün bir kağıt tanesi ,
Satırında yazılan her bir cümlesi ,
Sözlerim de anlattığım bir seni ,
İçinde umudum dediğim hislerim ,
Kalbimi postalayacağım sözlerim ...
Hakikatı şu ki , meali kalbe verilmiş emir ...
Kalbi niyetine göre çözümlenmiştir ,
Muteber bir yüreğin en güzel şarkısıdır ,
O gönlü çelen bir gönülçelendir ...
Aşktır ve bir yerlerde kelimeleri toplamayı beklemektedir ,
Devrik bir aşkın devrilmeyen tek sayfasıdır !
Merhabası bir tebessüm kadar yakındır ..
Kalpteki sessizliği cümbüşe çeviren bir mutluluk kaplamasıdır !
Bir yürek çığlığıdır muhatabına yazılan mısralarım !
Gönderilmiştir dünyanın en güzel kalbine …
Öyle bir zamanı bekler ki ;
En derine saplanmıştır hançer misali ...
Batar yüreğe imkansızlık sorgusu ...
Bekletmeye de artık ne derece dayanır ,
Zamanı değildir de nedir artık ,
Yalnızlıkların kaç yüzyıllıktır ...
Yalnızlıklarını süpür de gel artık ...
Doğ yüreğime güneş gibi ,
Bekle akşamlarını bir selam sal dünyasına ,
Yazdır adını tarihe ,
Gönlümün izini sür ...
Seda Koçak | Sedacet-i kelâm
5.0
100% (7)