Yıllarca beklesen de karartmadan gönlünü
Gün/aydın olmuyorsa kulların günahı ne
Dinlemek istesen de mutluluk tınısını
Sazlar hüzün çalarsa tellerin günahı ne?

Yüreğin çaresizce hep kendine yakınır
Hasret dolu gözlerin uzaklara bakınır
Oysa gelemem diye türlü sebep takınır
Dil bahane bulursa yolların günahı ne?

Değişmez alın yazın uğraşma silemezsin
Yarın neler getirir görmeden bilemezsin
Nafile çırpınışla yalandan gülemezsin
Kader böyle olursa ellerin günahı ne?

Bitmiyorsa bahtının hüzünlü sonbaharı
Göremezsin gönlünde özlenen ilkbaharı
Yansan da ateşlerde gönül söndürmez harı
Alev kora dönerse küllerin günahı ne?

Görmek ister gözlerin mutluluğun resmini
Gamdan kederden uzak tutmak ister cismini
Duymak istemesen de yalnızlığın sesini
Yüreğinde çınlarsa dillerin günahı ne?

Yorgun ruhunla şimdi kendini dinlesende
Pişman olmak faydasız sonunda anlasanda
Geri gelmez gençliğin ağlayıp inlesende
Saçlara ak düşerse yılların günahı ne...?

Gülseren MORKAN
02/12/2016

DOST KALEM*
Kurumuş şu topraklar, vuslatı bulmuş ise
Sevdalı yüreklerin, yüzleri gülmüş ise
Bereketli ovaya, yağmurlar gelmiş ise
Dereleri dolduran, sellerin günahı ne ?

Onca güzel içinde, kalp seni seçiyorken
Senin şehrin üstünden, turnalar geçiyorken
Tebessümle yanakta, gamzeler açıyorken
O yüzdeki "ben" ile "çil" lerin günahı ne ?................Aşık Lüzumsuz

Değerli dost kalem Aşık Lüzumsuz şairime sonsuz teşekkürler...