11
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
1612
Okunma
ormanlar göçüyor gözlerimden
mor dağlar ufalıp dökülüyor dehlize
sırtımda ayaz
yitmek ellerinden bir mevsim daha
menekşe kokulu derelerin sesinden düşüp dillere
ölmek sevgili ölmek...
en çok da ölmek istedim teninle yıkarken günahları
en derin nefesimle...
nevbahardan kefen kollarına sarınıp göçmek
göğün suç ortaklığında göğsümde çoğalan hasretinle
bulut bulut
avuç avuç yağmak şehrine
gülüşüme sığınan cümle gülüzarları kurutan sızımı bırakıp uçurumlardan
öykünmek Zümrüd-ü Anka`ya
elpençe mihrabında bir rüyanın
ellerim ellerime
saçlarım geceye dolanır
kuyusu olur gözlerim sana sus(a)maların
kamerin yüzü aşkına sırların üşüyüşü suların gözesinde
tek ağaçta unutulmuş dilekler gibi savrulurum gecenin duldasına
dokununca sineme nazların
tam şuramda genzimde boğan hıçkırıkla
dökülür onca yas Tuna`nın akışına
yüzünü yıkadığın Karadeniz´le
bulaşır
yosun rengi gözlerin gözlerimin elasına
ölürüm...
ah aşk diye bildiğim, vurgun!
siyah bir denizin dul bıraktığı kadınların yaktığı ağıtlardan bilirim ayrılığı
bir ceylanın kaybettigi yavrusuna eğilen bakışlarında kurulur kıyamet!
yaradan ötedir yar
ben yaramı sende tanırım!
küllerinden doğan Anka Kuşu`na vuslatsa yanmak
yedi badireden geçip yarana dökülen gözyaşı olurum...
sude nur haylazca
5.0
100% (26)