6
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2618
Okunma

o akşam konukdu köyodasında yörük beyi
kimlerden bahsedildiğini anlayamadığım,
bilip tanımadığım, adını duymadığım
bir sürü kişiden bahsedildi
çocuklarından,
hikayesinden, macerasından,
yeni karısından
obasından, kervanından
çadırından yaylağından, kışlağından
yaşayıp, yaşamadığından,
hatta ömrünün son anlarından
yörüklerin hikayeleri,
darb-ı meselleri,
menkıbeleri
lakaplarını garip bulduğumuz daha bir sürü kişi
Yörük beyi, hatta köyün dedeleri
hayranlıkla, kıvançla
hasretle, övgüyle, coşkuyla
hüzünle yadettiler eskileri
eski Yörükleri..
örflü,
iri yapılı
gür kaşlı
dik duruşlu,
uzun boylu
iri-yarı,
pala bıyıklı
fesli, sarıklı, yağlıklı
gümüş zincir köstekli saatli
sedef kakmalı uzun ağızlıklı
gümüş tabakalı
davudi sesli
mercan tesbihli
çul pantolonlu,
vakur, yastığa oturan
tepeden bakan
filan beyin oğlu
yörük beyi
sordu,
cevapladı
anlattı
“-yörük beyinin birinin
sürü sürü davarı varımış
kervanını sardımıydı
ucu-buca(ğı) bulunmazımış
arkadan at koştursan
bir ğünde önüne varılmazımış
o(ğ)lannarı, ğelinneri,
ğızları, güyeleri
torunnarı,
obası çobannarı dedikleyin
keyfi beyde yoğumuş,
safasını sürüyomuş
bir ğüz günü
yazlakdan dönüyokan
bi bunardan
söztemsili sizin Çataldepeden geliyokan Söğütlüden,
sürülerini sulamış
çobannarını savışdırmış
develeri de suya ğandırmış
tam da gurnaya uzanmış
avıcıynan
su içecek
ğözü ilerdeki hatılın sonundakı yaşlı köylü çobana dakılmış
adam her deveye dıkgatlı dıkgatlı bakıyo
deve; sağa sola bakıyo
yoluna dövam ediyomuş
adam bu sefte de
döşüne
sonura
hamıdın arga ğaşına
bakıyomuş
“-hımm” deye başını sallayomuş
sonura öteki deve
oda sağa-sola dönüyo-bakıyo
o sağa sola dödükçe de duluğundakı goca çan
löngür, löngür,
ileledikçe de
löngürrr, löngürrr,
löngüürrr, löngüür,
..
sonura döşündeki
lannngırrr, lannngırrr,
sonura da hamıtdakı, hatap çanı
deve yörüdügçe
ileri-ğeri
lıngır, lıngır,
lıngır, lıngır,
adam bu sefte arkadan gelen deveye
daha sonra da onun arkasından gelene
mütemadiyen
dıkgatlı, dıkgatlı bakıyo
başını sallayomuş
adam develere,
taha doğrusu
devenin başına, döşüne ,
hamıdın arka gaşına,
bey çobana,
bakışına,
başını sallayışına
bu vazıyet, epili bi,
baya bi mühlet cereyan etmiş,
tabi ahval.. beyin nazar-ı dıgatını celbetmiş
etmiş edememiş,
durmuş-duramamış
duralamış,
sakalını gaşımış
çoban mencilisden ırak, deveye
bey köylü çobana baka-galmış
su işmeyi unutmuş
Alla(hı)n selamını buyurmuş
sonura da tabi “develerinen ne”
gonuşduğunu
“iki sahetdir neye
başını salladığını” sormuş
köylü çoban “derin emme beyim beğenmez,
almaz
alsa, gabil etse bile
işine ğelmez” demiş
bey de “-hele sen bi de deyceğini de
ete(ği)ndeği daşı bi dök bakalım da
alıp-almaycağmıza
işimize gelip gelme(ye)ceğine
düşünelim, daşınalım
ona biz garar verelim”
…………………
………
……..
köylü çoban epeyli bi sükutdan sonura
derin bi iş geçirmiş,
derin derin solumuş
“-beyim” demiş
“-de! buyur”
“-buyur Allah’ın emri
devenin duluğundahı çan
“lönnngüürrr löngür löngür löngür löngür”
“benim ağam… zengin…
zengin…… zengin…..” dedi
“-eee!”
…………
“-döşündeki oğa cuvabberdi
“lan-gır.. lan-gır.. lan-gır…”
nerden nerden nerden”
“-eee!”
“-hamıdın arka ğaşındağı da
“lıngır, lıngır, lıngır, lıngır”
“ordan burdan” “ordan burdan” deyelek
yörük beyi düşünmüş
sürüyü yayıltdığım dağ,
benim dağım deği
benimise hanı kayıdı-kuyudu
suladığım çeşmenin suyunu
eşeleyip de
ben çıkarmadım
öğüne hatılını ben yapmadım
yerine ğöre çoluk çocuğu,
aptası-namazı ehmal etdim
öyle ya!
bu sürü uçu
demek kiyne demiş yörük beyi
Allah indinde halal deği
devesi,
goyunu geçisi
ne varısa satmış savmış dağıtmış
Serik cıvarında bi köye
ulu bi cami yapdırmış
beş vakıt namazını
va(h)tında cömatınan eda eylemiş
tövbe istiğfar etmiş..
?
emme var ya!
o daşşaklı goyun yoğurduna
hasred ğetmiş
..
yoğurt çaldırmış,
eskinki gibi olmamış
ne yoğurt, ne peynir…. kekik kokmamış
gasapdan alınan ete el sunamamış
bazardan gelennen garın doymamış
yoğurtsuz ömür geçermiymiş
yoğurdsuz edememiş
ğünden-ğüne erimiş gedmiş
gidiş! o gidişşşş….”
artık yüzlerdeki
meraklı bakışların yerinde kasvet vardı,
uzun süre kimse soluk almadı
adam elini dizine vurdu hayıflandı
hayıflanma sıradan uğradı herkese
dedeme de
beni dizlerinden kaldırdı
ertesi sabah erkenden
Akgedik’de soluğu alanlardan öğrendim
“-yokmuş
yokmuş Koca Çayırda hiç kimse”
ne Yörük obası, ne Allahın bir kulu
ne bir Yörük kervanı,
ne bir Yörük,
ne bir toz bulutu
ne yayılan bir sürü
ne de bir deve”
sanki ne gelmişler,
ne konmuşlar
ne gitmişler
ne zaman kalkmışlar
ne zaman
denklerini sarmışlar
yola düzülmüşler de
göz ala bildiğine
Kaşıkara Ovasını
Gencelli Ovasını
Senget Ovasını
ne zaman aşmışlar
ne toz
ne iz
topu topu
anılarımıza kazınan
deve,
önde giden eşek
eşekteki Yörük Kızı
iri-yarı,
hıltarlı
birkaç köpek
……..
birkaçta deve boku
biraz kırıntı anı
yörüklük coşkusu
o kadar işte
ha!,,, bir de o örflü beyin fesi
yağlığı, köstekli saati
deve çanlı,çakıldaklı yoğurt hikayesi
ve deve çanının sesi,
taa!
Orta Asya’dan bu yana
konar-göçeriz
yaylağımız Torosları
yurt tutmuşuz
toprak, hava, su peşinde
olmuşuz
deve kervanımız,
sürülerimiz
yaz demeden,
kış demeden
savrulmuşuz
o dağ senin,
bu dağ benim
pınardan, pınara
sürülerimize
su vermişiz
aynı ev,
aynı komşu ömrünce
aynı toprağı sür, ek
her sene
ya arpa,
ya da buğday,
onunda
pahasını bilememişiz
ne verdilerse vermiş,
ne dedilerse;
alıp geçmişiz
muhtara,
kadı-kaymakama
beylere-paşalara hay hay
yerleşik hayatı
becerememişiz
hâlâ….bir konar göçerlik var
ruhumuzda;
bir yaylağa çıkma
coşkusu,
bir kıl çadırlarda
uyumaya hasretiz
peynirimizde
kekik kokusu
gönlümüzce içememişiz
her pınardan
avuçlar dolusu su
devesi
elinden
alınmış
fukara Yörükleriz
….
son göç’ün sonu
DİPNOTLAR
ağızlık: takım, sigara yerleştirilerek ağıza götürülen alet
tütün tabakası
güye: güvey, damat, gelin kızın kocası
duluk: şakak, yanağın gözler ile kulaklar arasındaki bölümü
döş: bağır, gerdan, göğüs
derin (/derim): söylerim
Kumdanlı(Hoyran) Ovası(Karamıkbeli), Kaşıkara Ovaları(Aşağı Kaşıkara Beli) 17 Eylül 1176 tarihinde Anadolu’nun Türk Yurdu olmasında önemli yeri olan Miriyokefalon/Denizli Savaşı’nın ve Haçlı Seferlerinin geçtiği yer (M.Kemal Turfan)
Alacainler : Kocadağın eteğinde, göl kenarında, Aşağı Tırtar’a yakın, Roma
Çalı / 1991
yandex.com.tr/video/search?text=%C3%A7ubu%C4%9Funa%20l%C3%BCleyim&path=wizard&parent-reqid=1479903678244326-1529100474442222412824417-myt1-0754&noreask=1&filmId=6069249897464854929
5.0
100% (10)