Bana ölümü tasvir edebilirmisin.
Yada çizermisin resmini Enteriyör,
Yer şekil önem arzedermi tuvalda,
Kim seçebilir ölüm denen geceyi.

Issız karanlık gecelerden,
Düşün yankılanan çığlıkları.
Saplanan hançer darbelerini,
Hedef gözetmeden vücudun her teninde.

Fışkırmakta kanın dört bir yana,
Kaybolmuş bilincin bakarsın,görmezssin,
Sövmek istersin ana avrat; kilitlenmiş dilin,
Bir varmış bir yokmuş olur hikayen senin.

Kahpre bir kurşunla,pusuya düşürülür,
Saplanır yüzlerce hançer yüreğine,
Ak bedenin serilir yerlere,
Kanar bir yerlerin,can erimede.

Bir bayrak gibi sallanmak,
Çingene bir celladın elinde,
Taranır bir gece vakti düğün evi,
Döner cehennemden kalma bir mahşere.

Sap döner bulur yerini derler,
Ondördünde oğlanın elinde otomatik mavzer,
Playstaysın oyununda sanki bsar tetiğe,
Devrilir bir insan ve başka insanlar.

Kuşlar uçar tabiat saklanır,
Utanır ağlar kanar bir yerleri.
Silahsız insan yok cepleri mermi.
Koruyan yapmışlar kimlerden kimi.

Patlamış mavzerler kırkdört ölü,
Bir o kadarından fazla öksüz ve yetim.
Ana,baba,çocuk ve hamile kadın; insan,
İkibinona bir kala,al sana vaka.

Dağlarında çiçekler açarmış,
Koyun da kuzu da melermiş,
Kelebekler çiçekten çiçeğe uçsun,
Lafım yok benim söylemeye,

Utanırım başka kelimeye ne hacet.
Ne hacet başka kelimeye utanırım.
08.05.2009
H.Cırık