Meleklerin kanat sesleri duyulur önce,
Sonra, yankılanır Ezanı Muhammediye.
Uyanır şehri Erzurum uykusundan
alınır Abdestler düşülür yollara,
tıklım tıklım dolar Camiler, Mescitler,
tutulur saflar, getirilir Tekbirler,
okunur Fatihalar Zammı Sureler,
arz’dan Arş’a kanatlanır Namazlar ve Dualar.
ancak O’nun önünde eğilir, eğilmeyen başlar.
huşu ile ayrılır huzurdan, edep ile Dadaşlar,
dağılır şehrin dört bir yanına.
dağılır kalbindeki İmanla.

gülümseyerek doğar güneş,
bu şehrin ufuklarında.
Besmeleyle açılır dükkânlar,
salına salına, başı dik dolaşır insanlar,
tebessümle verilir selamlar,
ve yürekten alınır Aleyküm Selamlar.
akşam olup, gün batımı,
vurunca şehrin üstüne,
bereketle kapanır kepenkler.
ve semada yıldızlar göz kırpar,
Dadaşlar diyarına.

gökler inmiştir yere,
yerle göklerin, düğününe şahittir,
insanlar bu şehirde.
gelinliğini giymiş gibi, saf, temiz ve durgun,
beyaza bürününce şehir,
yalın ayak, yarı çıplak ve coşkun,
sokaklarda oynar, bu şehrin çocukları.


kar taneleri ağır ağır,
inerken şehrin üstüne,
kirlenmemiş sevdalar gezer,
genç yüreklerde, utangaç yüzlerde.
birleşir yerle gökler, birleşir de gönüller,
Bir Adına, birlik adına bir gönül eder.
bulutların üstünde yürür zanneder kendini,
gezdikçe insan, bu şehrin caddelerinde.
Bu şehir benim şehrim, canım şehrim.
Bu insanlar hep benim hem şehrim.


Erzurumlu Hayrettin KIZILOĞLU