5
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1578
Okunma

Macar odasında; toplanırdı
bizim mahallenin ekabir takımı
kışları, çalı-odun çokarırlardı,
ocaktaki ataşa
muhabbete Üsük Dede ile Dehmenoğlu’ndan başka
büyükler katılırlardı,
diğerleri susardı.
“-Anşa Ğelin”, misafiri doyurur,
bir kap yemek,
iki ekmek, bir kaşık getirerek
ya da yeni çalınmış yarı tutmuş yoğurt
sahana kaşıkla ters çevrilmiş,
bazen de ıscacık bulgur aşı ala-sulu
buğusu üstünde
“emmi sovumasın, ıscacık ye!”
pişmiş yoksa kuşbeyni
dadıktırılmış pekmezli yoğurt”
Anşa Ğelin odayı siler süpürür,
arada bir çarşafları
yıkamaya götürür.
yazları; satıcılar, kalaycılar,
sepetçiler, semerciler, nalbantlar
Sücüllü’lü kepiciler,
Kocabaşlı yüzzükcüler,
Sücüllü’lü Bıkkanın Halil kökboyacı,
Kaşıkara’lı Yedidağ Çiçekcisi de koku, yağlık satardı,
Tevfikdede pekmez-kuru üzüm, Sirke,
zeytinya(ğı) da getirirdi bazı
Nisli Gocaapdılla;
envayi çeşit Nazilli basması, empirme
kaşmir, kazak, şarpı,
Alegöz Aşağı Tırtardaki mandıraya
süt yetiştirmekte
Topal Cemilin işi ne bileyim ne?
Dopbili, Satelinin culluk ,
Gök Mustafa, Adillerin keçi çobanı
İğdeci Aziz’le ala-vere olmazdı.
bir dee
düğünlerde çalgıcılar da
Macar Odasında yatar-kalkarlardı
“-gene böyle biğün olcak ya; Köseoğlu
yaygıcıların başına varmış
kürklük bakıyoru
emme bi türlü garar veremeyo,
hankını tercih edeceni bilemeyo
baksaykı Musduğoğlu geliyo
“-len o(ğ)lum Meemed
bak-bakayın bi!
hunun gıranında bişiy yazıyoru”
bakıyoru Musduğoğlu emme
yazılar bildiğimiz gibi deği
çit v, isdavroz, çapraz-mapraz gari öyle ya adı belli
gatliken bi türlü sökemeyoru tabi,
gumaşın gıranındakı yazıları
eveleyo-geveleyo
“okuyamadım Köse Emmi” dese olmaycak
“-fan…fin fon(g)
Köse Emmi valla tam Alaman malı”
“-yani eyimidir, o(ğ)lum, alayın mı”
“-Alaman malı dedik ya emmi”
Köseoğlu bol keseden
gereğinden bi metiro fazla galın bi kürklük alıyo
en bahalı olan
Alman malından
dikdiriyo, gış demeden keyyo
va!
o da yelgeçer cinsinden bişiy çıkıyo
üş gün sonura da her yerinden tifsiyo üzülüyo
asgıda yanındahı keyceklere irenk veriyo
millet deragap,
Musduğoğlunun reklamınan
alınan Alaman malından
habardar oluyoru
emme Musduğoğlu
-o dallara bek basmayoru -
herkes fevkine varmış,
Musduğoğlu, Köse Emminin depesini atdırmış
gene bi ğün, Musduğoğlu
gülüşlü kürk hekayesini
bire bin gatıp, ballandıra ballandıra
annadırıkana
“-epap ben ona “Köse Emmi
bu alaman malı bek sağlam, al!” demedim ki”
“-do(ğ)ru valla “demedin” ki”
etirafdan gülüşmeler, felan derkene
Köse Emmi çıka-ğeliyo Macar Odasına
Musduğoğlu saklanmış filen emme,
yer yarılsa da dibine girse
faydası yok, düşmüş ele
kısılmış bi kere
Köse Dede, doğru Musduğoğlunun üsdüne..
seni(n)kinin, yakasına yapışıyoru
gayad sakin;
“-gel bakalııım Musduğoğluuu!!!
o(ğ)lum bu Alaman malı kürk
çoğ ıscak dutuyoru..
“-len emmi valla ben sana..?
“alaman bu malı” dedim”
“-benim alamaycam bişiy miydi o meret
param olmasa yazdırı(r)dım Nis’li Abdıllaya”
“-yoğ emmi bak gene yannış annadın
ben “alman bu malı” dedim
“-yoğ öyle deme
adamın malı bek muteber, beğ eyi
bek mukavim
bek ısıcak dutuyoru
valla atılıp gedecen ıscakdan,
ben dayfalıyon, bunalıyon
keyemeyon..
sen genşsin, dağa-daşa
çi(f)te-çub(uğa)a
oduna-moduna ğedersin
Alaman boku yemeye de bayılıyon zati
o kürkü gış boyu keyecen gabil mi”
“-olur, tamam, gabil emmi”
“-yemin et”
“-valla keycen emmi”
“-emme sırtından esmeycen
başka gocuk-kürk yok””
“-tamam emmi söz”
“-yoğ öyle yağma, yemin et bakayın”
“-ahdım ossun, valla-talla çıkartmaycan emmi”
“-hah höyle , oldu hinci,
evden getirtdiriyo
menşur fan-fin-fon alaman malı kürkü
“-benden yannı sana gatın-gatın
halal-hoş olsun”
kendi elleriynen
güye keydiri ğibi
keydiriviriyo
“-sırtında esgisin”
“-sağol emmi”
yakasını gurtaramayo, seninkini
“şeytan ezapda gerek” misali
hadi Allah selamet versin
işallah bana dova edersin”
bir üş beş, bakıyo adam
guyruğu titredecek
yemin parasını dağıdıvırıyo da
Musduğoğlunu
cefadan, gurtarıvırıyo
onun uçu, arkadaş,
“-bilmeyon” demek varıkana
Nasirettin Hocanın ettiği gibi
galdı ki gavığın yok,
şadetnamen yok
me demişler hani
“bilmediğin boku,
get mekdebinde oku”
bilemeyosan eli de
kendini de aldatma
olur-olmaz işe
çanak dutma”
neyimiş he mi?
“fan-fin fon
Köse Emmi
tam Alaman malı
“-eyi de adam,
eyi
sağlam,
mu(h)kem
mukavim
demiş mi?”
“-dememiş mi?”
“-demiş mi?”
“-sahi dememiş mi?”
Resim Macar Odası
Çalı / 1853
DİPNOTLAR
kuş beyni: pekmezli yoğurt
yağlık: koyu sarı ipek işlemeli sarı bez baş örtüsü
Nis Adası : Eğridir’e yakın bir adacıktı, artık karaya bir yol ile bağlandı.
Ali Saat Karakaya
culluk diye kasdedilen hindi, (gulu-gulu, kelkel, kel fatma)
yaygıcı: satılacak mallarını yayarak gösterip satan
sökmek: okuyabilmek
yelgeçer: seyrek, rüzgar geçirir
üzülmek: (kumaş için) seyrekleşmek, havının dökülmesi, eğnimek, yıpranmak, eprimek
o dallara basmamak: o (gedenlere) taraflara uğramamak, saklanmak, kaçmak
hah höyle, hah şöyle, ha şöyle, hah :en ideal şekilde, tam istenilen gibi, tam isabet, denkleşti, kıvamında yerli yerinde
5.0
100% (8)