2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
734
Okunma

Yabancısıyım ben bu şehrin
Ölü balıklar gibi vurmuşum kıyılarına
Buz renkli bulutlar, yanık ot kokusu, çöl kuşları,
Ansızın yollar bitişiyor, bir aşağı bir yukarı sersemleştiriyor.
Zamanla alışırsın diyorlar, alışamadım.
İçeri girsem sıkılıyorum, dışarı çıksam geçmişi hatırlıyorum.
Bağırıyorum
Kendi sesim duvara çarpıp çarpıp geri dönüyor.
Yetmiyor,
Üzerine kar,üzerine rüzgar...
Çok yaşadım bu kendine kalmaları,
Bağırıp bağırıp susmaları.
Saatlere hic bakmıyorum artık, tarihin de bir anlamı yok.
Insanlar ne kadar anlar ki beni
Anlatmak istemiyorsam kendimi.
Ağlıyor içimdeki,sadece alışılmadık bir sesle
Kurumuş bir nehir yatağından geçiyorum,
Gökyüzü burada bitmiyor belki ama
Arkası da gözükmüyor.
Çok çok uzaklardan geliyorum.
Hafif ağır kelimeler uyuyor içimde
Uzun bir yokluk,aynaya çizer gibi karanlığını
Ne yaşamaya benziyor ne ölüme
Dolaşıp duruyor peşimde
Kalbin değdi mi birine bir kere
UNUTAMAZSIN
Bazen dağı delsen de içinden
KAÇAMAZSIN
Şimdi,
Ölmek için kaç bedene ihtiyacım var
5.0
100% (5)