9
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1020
Okunma
Dış görünüşe aldanıp duran insanoğlu
gönlümü ve gözümü çevirdim senin güzeliğine
senin can sıkıcı krallığın konuk ruhuma
ısıtmıyor artık doğu kapısından doğan kış güneşi
selâmlamıyor renk renk çiçekler
geçsede üstümüzden kuş sürüleri
aydınlık sularda akan dereler
kiıvrımları dalga dalga iğneler kıyılara
kıyısından tutumayıp ayağı kayan yaban otları
salkım söğütlerin kökleri can çekişir
ve üstümüzde duran mavi örtüden
sıyrılmaz dertleri yağmurlarla
öyle ki yaşamın demir ipliği
suratını astı yoksul alfebesinin
takıldı iğine katı yürekli bir çağın atomu
göklere düşman kesildi; insanoğlu
ağlamak için doğduk
üvey bir evlât gibi
nedeni tanrının belki de aklında gizli
dış görünüşlerin güzellikleri sonsuz
giz dolu her şey yeni ihtişamlı bir umud başlar
biten bir umudun peşinden ve düş seli
derme çatma bu dünya işleri
güzelliği bilinmeyen aynasının sırrında gizli
keyif alırım ve ben bazen bu batan gemide olmaktan
bildikçe;
güneş doğacak her karanlık gecenin ardından
saflıgın güzelliğin
aldanmanın kanmanın
son bulduğu sonsuzluk penceresinde
yutkunduğum içinde gizlidir o sisli bulut evinin
bilirim ki; her nefes iki taşın arasında
çok kısadır beşik ile ateş arasındaki mesafe
girmek için kara sevdalı toprağa
ömre bir ömür eklenmeyek yenisi
bitmeyen karamsarlığın
üzülme boşuna yırtma kendini
tadını çıkar yaşamın
hayrındanda şerrindende dersler çıkardığın
yol göstericisi sıfatlarıdır tanrının
belkide senin güzellikleri görmek için de klavuzun
bazen hayat ağır gelir insana omuzda yük
gitmekten daha zor olur bir yerde kalmak
avutmaz olur mavi gökler
elinden ipi kaçan hiç olmayan balonlar, uçurtmalar
ve çocukluğun
hangisi bizi daha fazla yaralar … büyümek mi?
Nurten Ak Aygen
29/09/2016
5.0
100% (20)