26
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
4619
Okunma

Gözlerimde perdelenen yüzün
Seni düşündükçe,
Ömrümün sonuna yaklaşıyorum
Bir eylül daha geldi
Hazan mevsimi
Hüzün mevsimi
Yakında
Dökülmeye başlayacak,
Üzerime sarı yapraklar
Ağlamakla gülmenin arasında
Çırpınıyorum
Bana bıraktığın tarihi geçmiş
Mektuplarda
Özlemini kokluyorum
Düş aynasının içinde
Yok oluşumu izliyorum
An be an
Bulmacanın kayıp parçasını artık aramıyorum
Sarı yapraklı yollarda
El ele gezdiğimiz yerlerdeyim
Tek başıma
Yaralı bir kuş gibi
Göçmen kuşların gidişini izliyorum
Gözlerim takılıyor,
Birden bire portakal ağacımıza
Adımızın baş harflerini
Ellerimizle kazıdığımız yere
O, günü canlandırıyorum gözlerimde
Ne kadar da mutluyduk
Oysaki,
Kaderin defteri bile kıskanmıştı bizi
Ah!!! ne güzel günlerdi
Papatyalardan taç yapardın saçlarıma
Gözlerimizin içi gülerdi
Şimdi hatıra defterimde saklı
Gölgelerde yaşıyorum
Gün ışığımı kaybettiğim günden beri
Sensiz çayın tadı bile yok
İçmeye doyamadığım
İçine şeker katmadığım
Seni, bana getirecek
Ne bir tren var ne de bir otobüs
Ben, seni düş gemisinde
Bekliyorum sadece gelmeni
Her gece ümitsizce
Penceremin kenarında
Yaralarım her ne kadar kabuk bağlasa da
İçten içe gün geçtikçe kanıyor
Kangrene dönüşen yıllar
Kaderin, kestiği biletle gidişine üzüldüm sadece
Canımdan, canımı koparan o güne
Deniz gözlerinin olmadığı, "HÜZNÜN" şehri beni boğuyor...
Her yer ışıklar içinde olsa da
Gönderemediğim, bir pulsuz mektup daha
Aslı Gül