5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1393
Okunma

yanar hayvanlar,
toprak sanki kordu
çatlar Koca Suvat “innebatmaz” olurdu
Bel’de su arattı Köseoğlu
Ümmü’nün Durmuş kaya dibini oydurdu
baharda şöyle bir domurur
“ovadan ağarken olsa da işsek
otuziki dişe keman çaldırır mübarek”
kaya suyunun tadı kekremsi-buruk
ama buz gibi soğuk
Yenisu’ya yeni çeşmeyi
künk döşeyerek dedem yaptırdı,
“bizim”di
eşekle götürdük kulplu kazanı
ötekiler gibi oyulmuş söğüt ağacından değildi,
betondandı keçi suyu hatılı
ataşdan uzak durduk!
çıtıraklı çalının “çıngı”sından korunduk
kil döğüldü haşgaştaşı ardında,
kül suyunda göynekler tokuçlandı,
topladığımız “Afyon”
“Portland Çimento” kağıtlarıyla
abimin okul kitapları kaplandı....
asbapları çalılar üzerine serip kuruttuk
bir küme bulduk
taşlarını yıktık, dağıtdık ora-bura savurduk
elimizi huni gibi yapıp,
ağzımıza götürdük,
“gak-gurak”,
“gakguburak”diye, keklik gibi öttük,
alel-acele “dal-daşşak” soyundurulduk,
esvaplarımızı ora-bura savurduk
kayrak taş üzerinde dineldik cıbıl olduk
kazanda kaynayan killi suyla yunduk
yok “-sabun kaçtı gözüme”
yok “-sırtım yandı”
ağladım aldıran olmadı
“-kes sesini! kör kalmayasıca,
eşşeğin eşek sıpası
mızıldayıp durma”
sabun kalıbı başımda paralandı
“hışkırıp dur”duk
elimiz mahkum yutkunduk
su ıscaktı,
sabın gözümüzü yaktı
ağladık, umursanmadık.. yunduk..
üşüdük-titredik, dişlerimiz takırdadı
kollarımızın kılları diken-diken
güneşte bekledik, kuruduk
uzaktaki keklik-palaz ötüşleriyle
cırcır böcekleriyle
elimize tutuşturulan
hıdırgillerin tohumunun saat yönünde dönüşüyle
karınca yolundan
taşınan tohumlarla avunduk
akdonları altımıza,
alaca göynekleri sırtımıza geçirdik
dizleri süvarilikli pantolonları,
topuğu gözenmiş
yün çoraplarımızı giydik
ve “gıslaved köylü ayakkabısı” marka
lastik pabuçlarımızı
kendimizi köy yolunda bulduk
gözlerimiz çakmak-çakmak
kirpiklerimiz belik belik
her zamankinden heyecanlı
her zamankinden iştahlı
ellerimizde peynir çomacı
elbette ilk ve,
en büyük çomaç ağabeymin olmalı,
değilse küser dünyayı başımıza yıkardı
fedakarlık bana kaldı gene
ebem “-cınnıtma endekini” diye
anama çıkışırdı
kocaman ısırıklarla
avurtlarımızı doldurduk
..
Yenisu Çeşmesinin
yeni suyundan içtik kana-kana
anamın iki avucu matara
çomacın boğazımızı almasından kurtulduk
doyduk!
yola koyulduk..
DİPNOTLAR
domurmak: damla şeklinde, kabararak (azar azar akan suyun topraktan çıkması hali)
künk: toprak su borusu (beton büz)
çıtıraklı: dikeni, yaprağı çok (kolay, canlı yanar)
çtıraklı çalı harlı yanar, çok kıvılcımlı olur
haşhaştaşı: sürtülerek haşhaş ezilen taş
göynek: amerikan bezinden (pamuklu) iç çamaşırı, mintan
asbap/esvap: çamaşır, giysiler, elbiseler
küme: avcı kulubesi, avcı bu eğreti yapıya saklanır, yakınlarında bir yere kafesteki kekliği de saklayarak, veya kendi o sesi taklit ederek keklik sürüsünün o yakınlara gelmesi sağlanarak av yapılır
cıbıl: çıplak, soyunmuş,
cıbıl olmak: yıkanmak anlamında
cıscıbıl : çırılçıplak, tamamen giysisiz
ak don: amerikan (kaput)bezinden uzun paçalı iç çamaşırı
alaca: gri çizgili kaput bezi
ağca:boyanmamış kaput, amerikanbezi
süvarilik: pantolon dizlerindeki ve arkasında eskimeyi önlemek için yeni iken yurulan yama
gözenmiş: örgü ile yamanmış
Çalı/ 1771
5.0
100% (9)