3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1275
Okunma

“-o yıllarda öğretmen Arif ali Bıçakçı’nın önderliğinde
önce okul ve cami yaptırma ve yaşatma,
Köy güzelleştirme ve
Kültür derneği...
arkasından Toprak-su kooperatifi
ovadaki diğer köylüler de üye
her yıl yapılan başkanlık seçimlerinde
ne oyunlar oynandı
Goziroğlu, Deli Mamıt, Kör Melit
kopretif başkanlığı yaptı
bir ara başkanlığı Deliosmanın Şükrü kaptı
Karairbem, Alaveli, daha bir-çok kişi
ovada ganal bekçisi
Aşşamelle de balıkçılık kopretifi
bir iken iki oldu,
kopretifte tecürbeli bizim köy durur mu?”
“-Dırdır Mustan önayak oldu işin aslı
ekabir dakımı bir-kaç gonşuyu badaşdırdı
Gabak’la Hacalların Hacıhacımemet,
Alilerde; Alibey’ne İzzetin Ali
Valeyle Yakıbın Yılmaz
Vasfi , Dervişle Memedali,
Dilki Nizamettin’le, Özcan, Dehmenoğlunun Ali
Kelebekli Tıkırımızı,
on gadar gayıkla bi Cuma günü,
Hatıpadası’ndan açıldık,
974 yazı
altımızda sankı Madanoğlu’nun kayık•
goca deryayı ikiye yardık
“-bir Cuma günü ikindin geçeni
Hatıpadasının götünden
yükledik pılı-pırtıları
gatar eddik gayıkları
ecdadı şanlı
Yokar Tırtar’lı Barbarosun torunları
hepiciğimiz ufka dönmüşüz
hedefimiz “Gürdutlar” “-ileri”
istikamet “kazanmak yarınları”
içimizde umutlar coşkun sel gibi
kayıklarımız aslanlar gibi yararak dalgaları
menzile ulaştık akşamın dar vaktı”
"-Akdağ kopretifi bize,
yer verdi Gürdutlarda
böcünün kilosu üyelerine on,
bize sekiz lira"
..
“-bal dutan barnağını yalar
denizi sen kirala,
sen onnara beş lira ver boba”
“olacağ o ğadak, bobamızın malı mı?”,
“-valla o ğüne ğadar heç birimiz
böyle bişiy görmemişiz,
başımıza gelenner, Aşşamellenin suçu
emme hepimizde olağanüsdü bi gayret ki sorma.
hanı derler ya “birimiz hepimiz,
hepimiz birimiz uçu(n)”,
hepiciğimiz birbirimizden beteriz
hem valla hemi de billa”
..
“-hepiciğimiz “zır boş” acemiyiz
yol-yordam, yön-yöntem bimeyoz
efendime söyleyen
ol-gör; sepet atmayı beceremeyoz,
kısmıklığımızdan ,
yem fazla deye ikiye bölüyoz
ufalanıp sepetten aşşa gediyo
zati gıyıdan aralaşamayoz
bek açıklara gedemeyoz
gün oluyo, sepetlerin hepiciğine bakamayoz,
bi de neyeyse kimse çırak-mırak dutmayo
neyesi mi işin aslı-fesli mesarif olmasın deye
..
mesela;
ağ atıyoz, da!
balık dutamayoz,
ya nasibimiz tükenmiş
ya da bizden yanda balık yaşamayo
onnardan yanda gıyamet-alamet
hankı ağ ne z(a)man, nerey atılı
ne-z(a)man nassı(l) toplanı(r)
bilen varısa kelp olayın
emme irenk vermeyoz,
seri-sebebi
her birimizin gayası, derdi
adımız “salak” gamlasın”
“-len!
onu geç deryanın yüzünde, dolaşıp duruyoz
attığımız sepetleri bulamayoz,
gabağın yerini bilemeyoz,
Allah kimseye yaşatmasın,
düşmanımın başına vermesin emme
sovuk sovuk terleyoz,
bilseniz ne sıkıntı..
denize düşüp ölsek deye hayyalayoz..”
..
“-gıçı-ğırık pani ğibi dolaşıyoz deryanın ortasında
peşimizde hiç bişi bilmeyen mıniler gırla..
emme bizim acamılığımızdan bihabarlar tabi..
her garaltının yanna varıyoz, biziki deği,
kendimizikini ol-gör bulamayoz,
sersefil öyleni ediyoz..
halımızı kimse bilmesin deye
sinleniyoz.. soramayoz
irenk vermeyoz kimseye..”
gazara iki-üş bi şiy dakıldıysa da
balığı ağdan alamayoz,
ellerimiz dilik-dilik töbossun
öteki gopretifden epaplar verdiyse
kendimiz dutmuş gibi balık bişiriyoz
emme o da teze-teze nassı kokuyo mubarek
balık adına bişiy dutmadık goca yaz
adı avlıkcı olcaz
o bi yanna yanıçların verdiği zaral cabası
ağşama gadak sebep olandan
nasip etmeyene, esfer-i safirisine
yesyeni küfürler icadediyoz..
dedim ya! birbirimize bile gatliken ireng vermeyoz
emme ertesi zabbah
arın bokuna herkeşden evel seğidiyoz
sepetden-ağdan
hatta gayıkdan yanna
hepiciğimiz ifloz.”
“-böcü elimizi ısdırıyo
sepetler gayığın sağ(ı)na soluna dakılıyo,
heş birimiz kürek çekmeyi bile bilmeyoz,
bırak valla Akdağ’lıları,
kendimiz bile halımıza gülüyoz..
a(ğ)layanımız da olmayo değil
emme saklı saklı..”
“-bi irezillik kiyne,
görülmüş, duyulmuş bişiy deği
emme! ……….
epiyli bi gelişdirdik lügatçemizi
din, iman, mintan zolda sıfır
onların modası çokdan geşdi
..
bizim söğmeler nasıl başlar,
ne şekilde bitecek belli deği(l)
olmadık bi anda, de(h)şetli bi fırtına patlar
yıkar ortalığı, göv gürlemesi
gulakları sağır eder ya
aynı mitli onun ğibi
gökdinini, yedi ceddini,
esmer-i safirini
bu işi ırcat edeni
koyup gedeni
sinini , sülalesini
südünü, sümüğünü, zürriyetini
hatta kemiğini,
hatta hatta Ashab-ı kehfini
ve daha o ğüne gadar
icad edilmemiş, gün yüzü görmemiş,
kız eli değmemiş,
paketi açılmamış
alakalı-alakasız ne gadar küfür
ve dahi duyulmamış, yazılmamış kelimeler
nasıl biteceği ,
hatta bitip bitmeyeceği dahi belirsiz küfürler
bazen de baktı olmayacak cümleyi bitiremeyip
kendi haline gülenler
ya da boşverip diğerlerine kulak verenler”
Dal Memed yerden göğe gadar haklı töbossun
eveli onu tangazaya alannar
hinci ona rahmet
okudduruyollar
dalga döğenner,
üsdündeykene gayığı dekmeleyenner,
sepetlerin hepiciğini dutup denize atannar,
sırığı yere zipleyip de
çekemeyince sırıkdan vazgeçenner,
ohooo ne ararsan
gırla!!”
“-Aşşa Melleli İbik ossun,
Akdağ’lı Enis ossun
kızlarıynan çıkıyollar avlığa
Derviş söğüp saymakda haklı töbossun
ele-güne irezil oldug vallaha billaha.”
“-eyatlı bişiycik bilenlerin
forslarından yanlarına varılmayoru
tabi yardım eddigleri de oluyoru
hinci kör gelmeyelim
emme yetmeyo anasını satdımın işde!
gene de sırtlarında Hecaza götürmüşler gadar
memnin edilyollar
temenna etmeyceğin
boyu topuğunu aşmaycak birinin
gözlerinin içine-içine
mayıl mayıl bakıyosun
el-etek öpmeğ uçu
fırsat gollayosun
ya o işde adamı işden içe eridiyo
(v)merem ediyo şartlar şart-ossun”
“-valla çok gretik durum
burnunu dutuvusan canı çıkacak herkeşin
insanın nassı gücüne gediyo
dokunsalar a(ğ)lacaz,
emme hiş kimse
hiş kimseye irenk vermeyo
bi de gakar dutar da biri
“Aşşa Melleli çocuklar gadar olamadınız mı
deyviri mi
der mi der
yat da öl gari
ya da sık boğazını milletin.”
“-denizden çıgdık mı,
irezil olmadan buğünüde atlattık
“çok şükür” deyoz”
çok şükür-bin şükür
bu vartayı da atlatdık
sanısın ölüm döşşe(ği)nden gakdık”
“-ne valla denizden çıgdık mı,
harpden çıkmış gibi oluyoz
Çaltılı Topal Üseyinin goca kelifde
Atmışaltı, atmışbir file oynayoz,
“malı”, “yanı”
bağrış-çığrış..”
“-işin aslı ne başga bi kaat var,
ne de biz başga oyun biliyoruz
ne de olsa ikinci bi kare oluruz”
böcüyü teslim edip geldik mi,
dolduruyoz kelifleri,
bi ıra(ha)t vermez
Gürdutların sivrisineği
karasinekleri dersen
valla eşşeğarısı gibi”
“-akşama dooru kimimiz yemek yapıyo,
kimimiz ordan burdan gonuşuyo”
“-hepbirlik yemeklerimizi yeyoz,
çay demleyo yaşca güçcükler,
bulaşıkları deniz gıranında yüyoz
Derviş emmi hep söğer.
söğdükçe söğer
söğemeyenner sırığınan denizi döğer”
DİPNOT
vasfi : vasıflı, kaliteli, düzeyli, hemen her konuda bir bilgisi görüşü olan anlamında yakıştırılmış olmalı
• Eğridirli Madanoğlunun kayığı öteden beri büyüklüğü ve her yere ulaşması ile anılırdı (zaten o yıllarda başka kayık da yokmuş)
ikindi geçeni: ikindiden sonra, ikindi üzeri ama daha akşama çok var anlamında,
kısmık/gısmık: cimri, hasis, varyemez
kıyamet-alamet : çok fazla, çoktan çok
icat: buluş, keşif
sin: mezar, mezardakiler, geçmiş
sülale: soy, kan akrabalığı
zürriyet: soy, sulp
eyatlı: azıcık, biraz,önemsiz, sınırlı
kelif: etrafı kamışla kapatılmış çardak
5.0
100% (10)