1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
583
Okunma
pusudaydı yokluğun
karların boy boy üşüttüğü yüreğimde
bazen bir uçurumdan düşer gibi oluyorum
sonra uyanıyorum
uçurum içimde bir yerlerde
bazen seni öyle özlüyorum ki
bir bıçağı susturur gibi susuyorum sonra
bir intihar oluyorsun başucumda
geceler boyu
sessizliğe bürünüyorum
sabahı bekler gibi seni bekliyorum
gelmiyorsun
şimdi yok mu sayayım seni
seni soranlara
öldü mü diyeyim
yok mu diyeyim
bilmiyorum mu diyeyim
sahipsiz bir mezarı sahiplenir gibi
seni bekliyorum
gelmiyorsun
bu aralar
ruhum bedenime sığmaz oldu
toprak üstünde yürüyorum
külle sarıyorum acılarımı
kanayan yaralarıma
kırılan saçlarıma
ve hiç gelmeyen umutlarıma
seni soruyorum
gelmiyorsun
ne yüreğimi dindirecek bir cümle kurabiliyorum
nede yüreğime onu unut diyebiliyorum
ve kimsenin beni anladığı yok
zaten bende kimseye kendimi anlatmıyorum
içimdeki yokluğuna sarılıyorum
canıma katıyorum
dudaklarına dokunuyorum
gelmiyorsun
bir görsem yüzünü
bir duysam sesini
kokuna sarılsam susacağım
ama bu aralar
yokluğun üstüme yorgan oldu
üstüme seni örtüyorum
gelmiyorsun
yaşıyorum işte
sessiz, kimsesiz bir rüzgar gibi
uğulduyorum bazen
bazende içimden susuyorum
kapı aralığından geçiyorum
perdelere dokunuyorum
herkesin arasına karışıyorum
saçlarına dokunuyorum
kokunu içime çekiyorum
gelmiyorsun
ibrahim dalkılıç
13/08/2016
18:00 izm
5.0
100% (3)