3
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1176
Okunma
Uyandık
Bir bayram sabahına
Martılar kadar hürdük o mevsim
Eda ettik ve namazı
Atıldık dedeyle ninenin kollarına
Bayramlaştık pürneşe
Kaç sene geçti bilmem ki
Asırlara bedel
Bir eski zaman bayramı bu gül yüzlü.
Öyle bir ev düşünüyorum
Sanki
Evet sanki bir düş
Gizli bir cihana aralanır da
Gölge verir ulu bir ağaç
Yeşil kapılı bir dünya mekânı
Bekler konuklarını naif.
Sular caddesi iki kapılı bir han
Kabristana açılır bir kapısı
Gönlümüzün derinliklerine kök salar
Selvilerin gölgesine uzanan sımsıcak duygular
Diğer kapıdan geçilir
Cennetten bahçelere bir! Bir
Kestane, Hünkâr, Şifa, Çırçır
Her biri tarihle özdeş
Eski zamanların soluğunu duyurur.
Bir iskele ki, asırlık
Kimler geldi geçti sır
Sabah telaşesi bir başkadır
İnsan yüzlü gişeler, turnikeler
Güvertede okunan bayram gazetesi
Aile ziyaretinden dönenler
Yanaşan vapurun sesi
Doldurur kulakları
Dalgaların foşurtusu doğal aroma.
Bir lunapark heyecanı serde
Atlıkarıncam kanatlanır döner
Masalsı bir atmosferde
Hayali cihana değer.
Eyy süslemeli at
Semerin rahat değil belli ki
Semeresini vermeye hazır beklersin
Üzerinde hoplat zıplat babam
Kalmadı bilsen takat
İstersen al beni, tak at
Hey cânım kır at.
Ya!
Patikalardan tepelere tırmandığım günler
Hey gidi hey!
Tüm bir boğazı seyrettiğim o dem ki
Demini almış duygularla örülü gönlüm.
Uzaklardan
Belli belirsiz Karadenizim
Ufuk çizgisi
Anılarda kalan bir iz
Ferahlık uyandırmaz gönlümde
Yaşanan
O an değil açıkça.
L.T.
5.0
100% (12)