7
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
1670
Okunma

Ah kokusuna ömrümü heba ettiğim yar
Savdaya düşen şu gönlümü uçurumun kenarından ittiğin günden bu yana
Hüzünlü gözlerle bakıyorum hayata
Öldüğünden sonra
Kaç yılımı ateşe attım senle bir bilsen
Dar ağacına asılı hayellerimin kızgın acılarını yaşarken
Kimseye dökemediğim içimi
En berbat şiirlere meze ediyorum
İçleri hep bir sitem dolu
Yaşlandığıma üzülmüyorum da
Sensiz geçen günlerin azabı yakıyor beni
Küçücük odamda biriktirdiğim zerdali yapraklarını
Eflatun gecelerde kimsesiz çocuklarla kokluyorum
Gözlerimde ki yaşlar için
Yanaklarım kızarsa da
Aşk vefa ister deyip
Yeminlerle asılsız yalanlar söylüyorum
Ah mahzun yüreklim
Sevda denizim
Sen bilirmisin ki
Ben
Her vakit canımı Azrail’e süslüyorum gelinler gibi
Elmacık kemiklerimin altına sakladığım günahlarımı
Kimseler görmesin diye uzattığım sakallarımla örtüyorum
Gözlerim uzaklara daldıkça
Ben isyanların arasında yüreğimi parçalıyorum
Gecenin bir yarısında üşüyen bedenimin halsizliğin de
Başımı yastığa her koyduğumda
Belki diyorum
Belki
Bu gece seni görürüm rüyamda
Ama gel gör ki, kabuslar içinde çığlıklarla uyanıyor
Dilsiz duvarlara ağlıyorum
Ve sonra hayalinle sabahı karşılıyorum
Sana söylememiş olsam da
Çok uzun zaman oldu, nefesinin nefesimde kaybolması
Aradım inan sokak sokak
İstanbul’un tüm ressamlarını gezdim bir bir
Kimi alaycı alaycı baktı
Kimi de kapısından kovdu küfr ederken bana
Bedeni çürümüş ve ölmek üzere olan bu adama
Hadi bir ses ver, söyle
Azrail’in gelmesi yakınken
Daha ne kadar sevginin esiri olacağım
Şeytan dişlerini etime geçirmişken
Kaç günahın ar damarını özleminle kanatacağım
Daha kaç mektup yazacağım yokluğunun hayaletlerine
Ve daha kaç geceye gebe
Bu sensizlik, bu hasret
Ve bu ÖZLEM...