1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1281
Okunma
Dün geldiğim ezelden bu gün yolcu biriyim
Masum olan ruhumu ateşte yandırmışım
Sanki ölüm yok bana… Ölmeyecek biriyim!
Herkesi inandırmış… Kendimi kandırmışım
Bihaber yaşamışım… Şu ilahi kurgudan:
Nebi diye gelenden cemali eşsiz nurdan
Gaiplerden bir ses ki: her gelen göçtü burdan
Sen de yetiş onlara… Tenin balçık, çamurdan
Ruhum ateşte yandı… Bedenim düştü köze
Ki, mutlaka her canlı bir gün dönecek öze
Gene bir gün gelecek ameliyle göz göze
Gerek var mı bilemem… Var mı ki başka söze?
Sonsuzluk âleminde yol alırken bu gemi
Düşünmeden bu ânı… Yaşamışız her demi
Ey Muhammed Mustafa!.. Yaraların merhemi
Mahşerde kanat eyle üstümüze gölgeni
İki cihan Serveri: benim ümmetimdir de
Onun mekânı yurdu senin kümbetindir de
İşlediği her amel benim sünnetimdir de
Bensizliği yaşamış… Gariban, yetimdir de
Arınmadı bir türlü… Ruhumdaki bunca kir
Bir gün gözü doymadı… Hep aç kaldı… Hep fakir
Düşünmedi ki bir gün gelecek Münker – Nekir
Böyle yaşadım gitti… Bilmem ki kaç senedir
Su diye akan çeşme ya kir aktı ya irin
Samimiyet sığ oldu… Riyakârlık çok derin
Farkına vardık lakin… Hakikat olan Bir’in
İçindeyiz kapısız… Penceresiz evlerin
5.0
100% (1)