14
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1338
Okunma

Tatlı bir hayal gibi gelip geçti yıllarım
Düşündükçe ömrümü yaş doldu iki gözüm
Soframda ki aşımı sarmaladı kollarım
Şimdi bir başka oldu hem niyazım hem nazım.
Kadir, kıymet deryası şimdi gümüş bir tasta
Sonsuzluk diyarında hasretler deste deste
Muhabbete kul olan bülbüller artık yasta
Düşündükçe tükendi lal oldu dilde sözüm.
Kaç kış geçti, kaç bahar adı kaldı yıllarda
Damla damla eridi bir ah kaldı dillerde
Sevgilere koşarken adım adım yollarda
Hükmüne boyun eğdi tutmadı iki dizim.
Özlemler türkü türkü çaldı gönül telimi
Baharlar veda etti kuruttu gül dalımı
Nice dostlar vardı ya bıraktılar elimi
Atlas yorgan dokurken tezgahta kaldı bezim.
Sonsuzluk ummanından hatıralar akarken
Anılarım uzaktan melül mahzun bakarken
Kalbimde ki hazanı bir gülüşle yakarken
Buza döndü şu gönlüm kalmadı tadım tuzum.
Şu üç günlük dünyada hüzün giydim eynime
Yazgısına yüz sürüp vuslat koydum koynuma
Yaban elde dizerken bin bir sabır boynuma
Dertlere derman oldu telleri kopuk sazım.
Sisli, puslu yollarda usanmadan yürürken
Dert yükünü sırtıma atlas diye bürürken
Bunca figan bunca gam bana cefa verirken
Hüküm kestim yıllara ödeştim hiçle kozum.
Yüksel Beyocaktan.